• 23-07-2022, 19:09:18
    #1


    Yine GÂvur Mahallesi, yine daracık Diyarbakır kuceleri, Merheli, Dıngılhava, Mardin Kapı ve diğerleri…

    Okuru, satır aralarında saklı ince huznu keşfetmeye cağıran bir yazın Margosyan’ınki. Diyarbakır’ı da, İstanbul’u da anlatsa bu duygu yoğunluğu hic azalmıyor.

    Gazeteci Ragıp Duran “Allahsız Kalem” isimli makalesinde bakın nasıl anlatıyor Margosyan’ı: “… Margosyan’ın diline bir dengbej gelip yerleşmiş sanki. Gecenlerde bir yabancı gazetede Kahire’deki kahvelerde oyku-masal anlatan amcalardan birinin fotoğrafını gormuştum. Biletimiz’i okurken o fotoğraf cekildi yeniden. Margos amca, bir masanın ustune konmuş iskemleye oturmuş, elinde bir kitap, arada sırada gozluklerini cıkarıp nargile ya da kahve icen dinleyicilerine bakıyor. Ulu Cami’nin onundeki kursulere tunemiş Ermeniler, Kurtler, Museviler, Suryani ve Keldaniler usul usul dinliyorlar kendi oykulerini. Arada bir, Ermeni’nin biri ya da bir Hıristiyan “Ape Margos, o kadının adı Mari değil Hayganuş” diye tekzip iddiasında bulunuyor.”


    Yayınevi: Aras
    Basım Yılı: 2010



    Aranabilir PDF

    Mediafire


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.