• 23-07-2022, 18:41:49
    #1




    Yazar ile esin perisi arasındaki capraşık ama aynı zamanda şiddet ve sevecenlik dolu o kadim ilişkiyi anlatıyor Mantissa'da Fowles. Perinin sanatcıyla ilişkisi yoğun bir tensellikle donanmış olsa da, var olan yaşantı cok daha karmaşık bir duygusal gelgite donuşuyor.



    Bir hastane odasında yatan romancı Miles Green hafızasını yitirmiştir. Esin perisi Erato ise sırayla sevecen bir doktor; onu anti-feminist, burjuva elitisti olmakla eleştirip "edebi sucları"nı sayan bir punk; bir geyşa; otoriter bir orman perisi olarak sahneye cıkar Green'in yarı bulanık dunyasında. Tenin ve sozun carpıcı diyaloglarının egemen olduğu bu fantastik kurguda gercekliğin ve yaratıcılığın doğasını, sanatın yabancılaşmasını, gunumuzde edebiyatın giderek kendine donuk bir usluba gecişini, kadın-erkek ilişkilerini ve yaşam-sanat eksenin bileşik kaplarında değişen dengeyi, Fowles'in zekice gozlemleriyle izleriz. Miles Green sonunda, kendine şu soruyu sorar:

    "Kadınlarla, gerceklik batağında mucadele edersen, başka bir deyişle laf yarışına girersen, her zaman kaybedersin. (...) Acaba kadınlar, sırf intikam almak, kendilerinden daha iyi olan erkeklerin kafasını karıştırmak, dikkatini dağıtmak, hayati onem taşıyan entelektuel istek ve ozlerini mantissalar icin boşa harcatmak amacıyla mı edebiyatı icat ettiler?"

    Ne dersiniz?



    Ceviri: Aysun Babacan

    Yayın Tarihi: 2001

    ISBN: 9789755393070

    Yayınevi: Ayrıntı

    Sayfa Sayısı: 192





    Aranabilir PDF + 4.3 MB





    Yandex







    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.








    Mediafire






    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.