Nar, ilk cağlardan beri İspanyol yarımadasının en guneyindeki Endulus bolgesinin simgesidir. Oyle ki Elhamra Sarayı'nı, Generelife Bahceleri'ni, bir zamanlar Musluman, Hıristiyan ve Yahudilerin barış icinde yaşadığı Albayzin'i bugun bile hÂl nar ağacları golgeler. Onun icin, 2 Ocak 1492'de Kralice İsabel'in askerleri Musluman Gırnata'yı ele gecirip Yeniden Fetih'i tamamlayınca bu kıyımın yasını herhalde en cok nar ağacları tutmuştur.
Eğer ayakta kalsaydı insanlık tarihine apayrı bir melezlik olarak renk katması, insani kulturun tadına doyulmaz ve 'esmer' bir Avrupalılık haline donuşmesi muhtemel olan o Endulus'ten şimdi geriye kalan, uc buyuk dinin kardeşce ve birarada yaşamasının simgesi olan, 'birin icindeki cokluğu' anlatan narlardır...
Ve Tarık Ali, esas olarak Batı Hıristiyanlığı ile İslam dunyası arasındaki uzun sureli karşılaşmayı işlediği dortlemesinin ilk kitabı olan bu romanı nicin kaleme aldığını şu sozlerle anlatır:
"Korfez Savaşı'nın patlak verdiği yıldı. Amerikan, İngiliz ve Fransız ucakları Bağdat'ı bombalarken Batılılar savaşı bir video oyunu gibi seyrediyorlardı... Beni en cok kızdıran şey de bir İngiliz televizyon spikerinin bu olayı haklı gostermek icin, Arapların siyasal kulturu yoktur, demesiydi. Ben de buna tepki olarak, İslam kulturunu ve tarihini araştırmaya karar verdim; ilk olarak da bu romanı, on beşinci yuzyıldaki İspanya'da İslam'ın Avrupa dunyasından nasıl silindiğini yazdım..."
Sayfa Sayısı : 279
Baskı Yılı : 2009