"Ağ Osman" derler bir adam. Aceleci, eline cabuk. Sanki ardından kovalayan var. Tutun eker, tutun toplar, tutun dizer. Elleri tutun zifti icinde, ciğerlerine işlemiş tutunun kokusu. Aklında hep tutun...
Bir an evvel toplanmalı, dizilmeli. Ustelik tutunune hak ettiği değeri de vermiyor alıcılar. Koylulerinin hepsi, hatta oz kardeşi bile sadece kendi cıkarını duşunuyor, alttan alttan duşmanlık ediyor ona. Hangi biriyle başa cıksın Ağ Osman?
Sonunda olanlar oluyor ve Ağ Osman kendi kendine konuşmaya, herkese sovup saymaya, elleri tutun dizer gibi gidip gelmeye başlıyor. Koyun imamı başında dualar okusa da, Kececi Dede Yatırı'na goturulup, icindeki cinler cıkarılmaya calışılsa da nafile, iyi olmuyor bir turlu. Tam tersine daha da icine kapanıyor. Atadan oteden oğrenilen yontemler işe yaramayınca tek care kalıyor geriye: Hastayı şehirdeki doktora goturmek.
Tutun Yorgunu yoksul ve cahil koylumuzun gelenekler karşısında caresizliğini carpıcı bir dille gozler onune seren, dokunaklı sahneleriyle okurun icini sızlatan, etkileyici bir eser.
Sayfa Sayısı : 187
Baskı Yılı : 1975