Halen bir Cağaloğlu emektarı olan Selma Sancı, birbirini tamamlayan oykulerinde insani hemen yakalayan sıcak, yalın, anlatacağını ictenlikle anlatan bir dille, yok olup giden donemlerin uretim tarzlarının kayda gecmelerini sağlıyor, rotatifleri, mucellitleri, murettipleri, hurufatı hatırlatıyor.
Aynı zamanda uzun bir ara (espas) vermeye hazırlandığımız donemin, 1980 oncesinin butun karmaşasını duyumsatırken, Kadıkoy'e, Adalar'a da uzanıyor.
Onun kaleme aldıklarındaki sihir, hayatımızda yer etmiş, hicbir zaman dikkat etmediğimiz ayrıntılara yer vermesinde yatıyor, gozlem gucu bu ayrıntılarda ortaya cıkıyor.
Espas, tedirgin bir donemi ve basımevlerinde, tekstil atolyelerinde calışan insanların hayatları uzerinden anlatan ustalıklı bir donem romanı.
"Coğu genc, kızlı erkekli işciler, sırayla formaların ustunden birer birer alarak masanın etrafında tek sıra halinde donuyor, ellerinde biriktirdiklerini duvara dayalı yığının ustune goturuyor, sonra tekrar masanın ustunden formaları toplayarak bir ayindeymiş gibi ağır ağır deviniyorlardı. Koyu gri onlukleriyle hepsi birbirine benziyordu. Yuksek tavandan sarkan uzun zincirlerin ucundaki cıplak ampullerin yetersiz ışığında, ağır ağır hareket eden bocekler gibiydiler."
Yayınevi: Sel
Basım Yılı: 2012