• 23-07-2022, 16:29:29
    #1


    ...Bununla birlikte romancı hep tedirgindir. Sozgelimi oğlunun Prag'a gidişini hatırlayan romancı, Vedad'ı birdenbire "bir sis icinde " ortulu goruyordu. Ve bu hatırlayışını yorumlamak istedikce, iki şuphe yakasına yapışırdı: genc adam ya annesinden ayrılırken bu ayrılışın sonrasıza kadar surup gideceğinden kaygılanmıştı ya da kendisini bekleyen "akıbet"i onsezileriyle duyumsuyordu... Romancı, oğlunun "oyle mahzun", oyle titrek, oyle yaslı bir bakışla annesine baktığını hatırlıyordu ki, "işte şimdi yine onu, o bakışıyla" goruyor, gozyaşlarını zor tutuyordu. Sonra "katar" hareket etmiş...

    Cağdaş edebiyatımızın yaşarken klasik olmuş yazarlarından Selim İleri, Kırık Deniz Kabuklarında yaşanmışlıkların tortusundan kuruyor yapıtını. Sultan Reşad'ın Dolmabahce Sarayı'ndan Ataturk'un Cankaya'sına, buyuk romancımız Halid Ziya Uşaklıgil ile birlikte yol alırken, bir yandan da Halid Ziya'nın hariciyeci oğlu Halil Vedad'ın genc yaştaki intiharını ancak kendisine yaraşabilecek bir incelik ve duyarlılıkla anlatıyor.
    Kırık Deniz Kabukları, gecmişin kırılıp unutulmuş bir anısı...(arka kapaktan)


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.