Her gun olum ve işkence tehdidinin kol gezdiği bir toplama kampına bir gun bir valiz icinde kucuk bir bebek sokulursa ne olur?
Buchenwald Toplama Kampı'nda, cizgili giysiler, dikenli teller, gaz odaları, insan yakma fırınları arasına hapsedilmiş onbinlerde tutsağın kurtuluşu icin orgutlenen Uluslararası Kamp Komitesinin bir avuc militanı da bu soruyu kendilerine sordu. En kucuk bir sırrın acığa cıkmasının olum kalım sorunu haline geldiği ortamda, direniş orgutunun yok edilmesi riskine rağmen cocuk, Nazi vahşetinden korunmalı mıdır, yoksa bir başka toplama kampına gonderilen kafileyle dışarı cıkarılıp kaderiyle başbaşa mı bırakılmalıdır? Duyguyla akıl arasındaki catışma nasıl cozulur?
Kurtlar Arasında Cıplak, Buchenwald tutsaklarının, kucuk bir cocuğun varlığıyla bazan cetrefilleşen bazan renklenen ayaklanma hazırlığını ve direniş oykusunu anlatıyor. Bruno Apitz'ın romanlaştırdığı İkinci Dunya Savaşının son yılında gercekleşen Buchenwald isyanı, dunyanın başına musallat olan faşizmin karanlık koşullarında bile insanın yeteneklerinin ne kadar ucsuz bucaksız olduğunu kanıtlayan tarihsel bir anıt gibi cıkıyor karşımıza. İnsanlığın faşizmden cektiği acılar asla unutulmasın diye, direnişcilerin soylediği bu ozgurluk turkusune kulak vermek gerekiyor.
Ceviri: Olcay Geridonmez
Yayınevi: Evrensel Basım Yayın
Sayfa Sayısı : 448
Baskı Yılı : 1998