• 23-07-2022, 16:01:39
    #1

    Tournier yaşadığımız hayata anlam verebilmek icin hikÂyelere ihtiyacımız olduğunu duşunen ve
    kolektiflik kazanmış hikÂyeler denebilecek mitosları da ciddiye alan bir yazar. Temel kaygısı Batı kulturunun temel mitoslarını donuşturerek bambaşka anlamlandırma ve yaşama imkÂnlarına işaret etmek! Yazdığı bu ilk romanda ise Batı modernliğinin ?girişimci birey? kultunu, ?vahşileri ve doğayı uygarlaştıran
    beyaz adam? imgesini, ?uretim, tuketim? tapınmasını ve ?zaman, duzen, disiplin? kaygısını en ozlu bicimde ifade eden Robinson mitini paramparca ederek, heyecan verici bir doğa/duşunce sentezini muştulayan cok farklı bir mitoloji inşa ediyor. Cuma ya da Pasifik Arafı Spinoza?dan Lévi-Strauss?a,
    Hegel?den Sartre?a bir dizi duşunure atıflar iceren bir duşunce romanı olmasının yanı sıra, bir macera romanı kadar da surukleyici. Edebiyatla da duşunulebileceğini gosteren muthiş bir ornek. Duştuğu adada Batı kulturunu minyatur boyutlarda yeniden kuran Robinson?un, once doğanın, sonra da kendine kole yaptığı ?vahşi? Cuma?nın ?başkalık?larıyla yuzyuze gelmesi anlatılırken, butun bir tarih Cuma?nın kahkahalarıyla yeniden yazılıyor aslında. Batı akılcılığının ipliği pazara cıkarılırken ?başka? turlu duşunmenin ne denli mumkun ve gerekli olduğu gosteriliyor. Bu nefis romanı ve Deleuze?un yazdığı sonsozu dikkatle,
    tekrar tekrar okuyalım ve kendimize şu soruları soralım: Hayatımızda hem bireysel hem de toplumsal anlamda ?başkaları? var mı gercekten? Başkalarının olmadığı, olsa bile dikkate alınmadığı, ezildiği, yok sayıldığı bir hayat dayatılmıyor mu bizlere? Başkası yoksa ben var mıyım? Biz Ayrıntı Yayınları olarak Cuma?yı yayınlamaktan ozel bir haz duyduğumuzu belirtiyor; edebiyata inanan ve sahici soruların peşinde olan herkese tereddutsuz oneriyoruz.



    Michel Tournier, Cuma yada Pasifik Arafı, cev. Melis Ece, Ayrıntı, 1. basım, 1994.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.