Elias Canetti İnsanın Taşrası adıyla yayımladığı notlar icin şoyle diyor: "Notlar insanın icinden geldiği gibi kaleme alınan, birbiriyle celişen yazılardır. Kimi zaman dayanılmaz bir gerilimden, ama coğu kez de aşırı bir hafife almaktan kaynaklanan esintileri icerir... İnsan cok yonu, binlerce yonu bulunan bir varlıktır -en buyuk şansı ve mutluluk kaynağı da budur; ve insan ancak belli bir sure sanki boyle bir varlık değilmiş gibi yaşayabilir. Kendini amacının kolesi gibi hissettiği anlarda, insana yardımcı olabilecek tek care vardır: Eğilim ve yeteneklerinin cok yonluluğune boyun eğip, kafasından gecenleri hicbir ayıklama yapmaksızın kÂğıda dokmek. Sanki hicbir yerden gelmiyormuş, hicbir yere de goturmuyormuş gibi cıkmalıdır bunlar, ve yazılanların coğunlukla kısa, ani, denetimden uzak, işlenmemiş, iddiasız ve amacsız olacaktır. Başka zamanlar bir sıkıduzen icinde calışan kalem sahibi, kısa bir sure icin esintilerinin gonullu oyuncağı olur. Kendisinden kaynaklanabileceğini asla akla getirmediği, gecmişine, inanclarına, dahası bicemine, utanma duygusuna, gururuna ve başka zamanlar buyuk bir direncle savunduğu doğruluğuna ters duşen şeyler yapar. Sonunda, butun bunları başlatmış olan baskı kalkar ve insan hafifleyip, bir tur mutluluk duygusu icerisinde en gelişiguzel bicimde not duşebilir. En iyisi boylece oluşanı -bu yoldan cok yazı oluşur- hic goz onunde tutmaksızın bir yana bırakmaktır. Uzun yıllar boyunca bunu yapmayı başarabilen insan bu tur notlar icin hayat damarı anlamına gelen doğallığa beslediği guveni korumuş olur; cunku bu guven bir kez yitirildi mi, sozu gecen notları tutmak da artık bir işe yaramaz.
Elias Canetti - İnsanın Taşrası
Romanlar ve Öykü Kitapları1 Mesaj
●12 Görüntüleme
- ReadBull.net
- E-Kitap Forumları
- Romanlar ve Öykü Kitapları
- Elias Canetti - İnsanın Taşrası
-
23-07-2022, 15:25:00
Elias Canetti İnsanın Taşrası adıyla yayımladığı notlar icin şoyle diyor: "Notlar insanın icinden geldiği gibi kaleme alınan, birbiriyle celişen yazılardır. Kimi zaman dayanılmaz bir gerilimden, ama coğu kez de aşırı bir hafife almaktan kaynaklanan esintileri icerir... İnsan cok yonu, binlerce yonu bulunan bir varlıktır -en buyuk şansı ve mutluluk kaynağı da budur; ve insan ancak belli bir sure sanki boyle bir varlık değilmiş gibi yaşayabilir. Kendini amacının kolesi gibi hissettiği anlarda, insana yardımcı olabilecek tek care vardır: Eğilim ve yeteneklerinin cok yonluluğune boyun eğip, kafasından gecenleri hicbir ayıklama yapmaksızın kÂğıda dokmek. Sanki hicbir yerden gelmiyormuş, hicbir yere de goturmuyormuş gibi cıkmalıdır bunlar, ve yazılanların coğunlukla kısa, ani, denetimden uzak, işlenmemiş, iddiasız ve amacsız olacaktır. Başka zamanlar bir sıkıduzen icinde calışan kalem sahibi, kısa bir sure icin esintilerinin gonullu oyuncağı olur. Kendisinden kaynaklanabileceğini asla akla getirmediği, gecmişine, inanclarına, dahası bicemine, utanma duygusuna, gururuna ve başka zamanlar buyuk bir direncle savunduğu doğruluğuna ters duşen şeyler yapar. Sonunda, butun bunları başlatmış olan baskı kalkar ve insan hafifleyip, bir tur mutluluk duygusu icerisinde en gelişiguzel bicimde not duşebilir. En iyisi boylece oluşanı -bu yoldan cok yazı oluşur- hic goz onunde tutmaksızın bir yana bırakmaktır. Uzun yıllar boyunca bunu yapmayı başarabilen insan bu tur notlar icin hayat damarı anlamına gelen doğallığa beslediği guveni korumuş olur; cunku bu guven bir kez yitirildi mi, sozu gecen notları tutmak da artık bir işe yaramaz.