Julian Barnes - Benimle Tanışmadan Once; Ozgun Adı: Before She Met Me; İngilizceden Ceviren: Serdar Rifat Kırkoğlu; Ayrıntı:365, Edebiyat Dizisi:130; ISBN:975-539-237-8; Ayrıntı Birinci Basım: 2002 (Mitos Birinci Basım: 1997); Ayrıntı Yayınları, İstanbul
Anthony Giddens "Mahremiyetin Donuşumu" kitabının ilk bolumune bu romanın analiziyle başlamaktadır.
" Julian Barnes, Benimle Tanışmadan Once adlı romanında saplantılı bir kıskanclık oykusunu konu edinerek insan beyninin arkaik alt katmanlarını buyutec altına alıyor. Acaba, boyle bir arkeolojik us yurutmenin sonunda en kulturlu insanın bile eninde sonunda surungensi denebilecek bir beyin taşıdığı sonucuna varılabilir mi? Acaba Kultur ve Uygarlık kavramlarının yaratıcısı olmakla ovunen insanoğlu, cinsellik denilen o gizemli alan soz konusu olduğunda Kultur?u tumuyle bir yana bırakıp her seferinde icgudulerinin karanlık mağarasına mı donmektedir? Kultur ve icguduler uzlaştırılabilecek olgular mıdır ya da boyle bir uzlaşım mumkun olabilirse bu, insanoğlu tarafından ne dereceye kadar gercekleştirilebilir?.. İşte Julian Barnes elinizdeki romanında bu tur zorlu soruların yanıtlarını arıyor. Bir tarihci olan Graham Hendrick, anlaşmakta gucluk cektiği eski karısı Barbara?dan ayrılarak, sevimli Ann?le evlenir. Ann?i cok seven Hendrick karısının uzerine fazla duşmekte, ayrıca kendini cok talihli bir erkek olarak gormektedir. Ne var ki, eskiden vasat filmlerde oynamış ikinci sınıf bir sinema oyuncusu olan karısının filmlerdeki sevişme sahnelerini zina olarak algılayan Graham?ın mutluluğu buyuk bir darbe alır; kıskanclığı tam bir saplantıya donuşur, en kucuk ihanet kuşkuları birer karabasan olur cıkar. Karısının eski Âşıklarının ona hediye etmiş olduğu kitapları inceler, eski filmlerini tekrar tekrar seyreder, hayalinde olmadık şeyler canlandırır. Belki de karısının kendisiyle tanışmazdan onceki hayatı aslında o denli onemli değildir, gecmiş boyutu insan hayatının varolan tek boyutu değildir, ama olup bitenlere bir de ?tarihci? gozuyle baktığında her şey bambaşka bir gorunum almaktadır... Julian Barnes her zamanki ironisiyle cok ozel yazınsal tadlar iceren bir kıskanclık oykusunu anlatıyor. "