FK Kitaplığı ile bize sayısız kitap bağışlayan

Alladierre'nin

yeni gorevinde başarılar dileğiyle.






Yeniden duzenlendi.







Orhan Veli'nin "İstanbul'u dinliyorum gozlerim kapalı" dizelerindeki gibi bu kez de ben Diyarbakır 'kuce"lerinde, "sokaklarında geziyorum. Siyah saclı, "kara hubur" gibi simsiyah gozlu on beş yaşında lerkettiğim cocukluğumu ararken, onu şimdi de bu kucderde ak saclı bir "okey!" olarak buluyordum... Acı evet "isot' tabir edilen en acı biber gibi acıydı gercek... Bu kez sokaklarımızda ne "gÂvur'dum, ne "haco"! Ne de Kurtlerin deyimiyle "fıllÂ"!.. Ah! Keşke! Yine buralarda, bu diyarlarda, bu sokaklarda, bu "ortme" altlarında, bu "zobak"larda, bu "beden Kullik"lerinde, Demirciler Carşısı'nda, Yemenicilerde, Yoğurt Pazarı'nda, Mardin Kapısı'nda, "Fiskaya"sında hep eskisi gibi bir "gÂvur parcası" olabilseydim...
Zaman... O acımasız "zaman"ın elime tutuşturduğu minik teybimle sokaklarımızı gezerken, uc yaşından belki de on uc yaşına kadar kızlı, erkekli Kurt cocuklarının cemberine sıkışmış kafile halinde yuruyorduk. Onların, adımbaşı, "Okey good!", "Good okey!", "Mani!", "Mark", "Dolar!" sozcukleriyle kimi zaman gulerek, kimi zaman burunlarını cekerek bana seslenmeleri "isot"tan ta ote tuhaf burukluğa donuşuyordu yureğimde.





Mıgırdic Margosyan - Cengelli İğne
Belge, 1999, 185, , Oyku







Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.