SON SOZLER
Birinci baskı icin sonsoz
Franz Kafka?nın elyazısı metinlerinde başlık yoktur. Kendisi, konuşmalarında «Amerikan Romanı» kitabını, sonradan ayrı olarak yayımlanan (1913) başlangıc bolumune uygun olarak «Ateşci» diye adlandırırdı. Eser uzerinde bitip tukenmek bilmeyen bir istekle, coğuzaman akşamları ve gecenin gec vaktine kadar calışırdı. Elyazısı sayfaları uzerinde duzeltilmiş ve cizilmiş yerler şaşılacak kadar azdır. Kafka, bu romanın, yazdıklarının hepsinden daha umut verici ve daha «ışıklı» olduğunu bilir, bunu soz arasında sık sık belirtirdi. Bununla ilgili olarak, Franz Kafka?nın gezi kitaplarını ve anıları okumaktan cok hoşlandığını, Franklin?in biyografyasının en cok sevdiği kitaplardan biri olduğunu, bu kitaptan bazı parcalan başkalarına da istekle okuduğunu, surekli olarak icinde ozgurluğe ve uzak ulkelere bir ozlem beslediğini soylemek isterim. Fransa ve Kuzey İtalya?ya yaptığı geziler dışında buyuk gezilere cıkmamıştır. Bu seruvenler kitabına asıl rengini veren, hayal gucunun taze ışığıdır.
Kafka, roman uzerindeki calışmasına, hic beklenmedik bir bicimde ansızın ara verdi. Boylece eser yarım kaldı. «Oklahoma Acık Hava Tiyatrosu» başlıklı tamamlanmamış bolumun giriş kısmını Kafka ozellikle cok seviyordu ve bunu insanı buyuleyen bir guzellikte okuyordu. Kendisiyle yaptığım konuşmalardan biliyorum ki, bu, bitiş bolumu olacaktı ve uzlaştırıcı bir nitelik taşıyacaktı. Kafka, bilmece gibi gelen sozlerle, genc kahramanının bu «hemen hemen sınırsız» tiyatroda bir meslek, ozgurluk, dayanak, hatt goksel bir sihirle yurdunu, ana ve babasını tekrar bulacağını gulumsiyerek soylerdi.
HikÂyenin bitiş bolumunden once de eksik kısımları var. Brunclda?nın yanında gorulen hizmetle ilgili iki buyuk fragman da bu boşluğu kapatmıyor. Bunlar, sonradan yapılacak felsefe konusundaki calışmalara değil de, hikÂyenin buyuk cizgisi bakımından işe yaradığından, tamamlayıcı bir cilt icin kullanılacak ozelliktedirler. Bolumlerin dağılımı ve başlıkları yalnızca ilk altı bolum icin Kafka tarafından saptanmıştır.
Kafka?nın actığı kronolojik dizide bu romanın «DÂva» ve «Şato» ile icten bir bağıntısı bulunduğu acıktır. Bu, Kafka'nın geriye bıraktığı bir yalnızlık triologyasıdır. Ana tema, yabancılık, insanlar arasında yalnızlıktır. «DÂva» daki sanığın durumu ?«Şato»da cağrılı olmayan ve ulkenin yabancısı sayılan kişinin durumu? yaşam gurultuleri icindeki «Amerika»nın ortasında acemi bir cocuğun caresizliği, uc temel olgudur. Bunların arasındaki sihirli bağıntı, Kafka'nın sanatı ile secik ve simgeli olarak, ama her zaman icin olağan simge dilinden busbutun uzak, gerceğin en yalın anlatımı icinde beliriyor. Boylece uc roman biribirini karşılıklı olarak anlaşılabilir duruma getiriyor, tek ve aynı yureği gosteriyorlar. Bu uc romanda da soz konusu olan, bireyin insan toplumuna katışmasıdır. Bu arada en yuce adalet ele alındığı icin, aynı zamanda tanrısal bir evrene katışma da soz konusudur. Gercekten cok iyi ve durust bir insanın karşısına burada en korkunc tersliklerin nasıl cıktığı da gosteriliyor. «DÂva» da ve «Şato» da terslikler ağır basar; bu, soz konusu kitapları trajik belgeler durumuna getirir. Buna karşılık «Amerika» romanında, cocuksu bir masumlukla ve kahramanın insanı duygulandırıcı saflığı ile kotuluklere son anda «kış» denir. Butun dostluklarım yanlış ve duşmanlıklarını hileli kurmasına rağmen, sevgimizi cabucak kazanan iyi yurekli genc Kari Rossmann'ın, hayatta durust bir insan olarak başarı kazanma, anası ve babası ile barışma yolundaki hedefine ulaşacağını seziyoruz. (Sorunun boyle konulmasına temel olan birkac motife, «Literarische Welt» dergisinin 15 Temmuz 1927 tarihli 28. sayısında yayımlanan «Kleist ile Kafka» konulu kucuk bir incelemede değindim.) Ama bu hedefe giden yol, korkunc acılarla ve gucluklerle doludur. «DÂva» da anlatılan yargılama ile bircok kotulukcu ortak yanları bulunan ve başgarsonun karşısında yapılan sorguda, buyuk bir uzuntu ve yakınma icinde, «İyi niyet olmadıktan sonra insanın kendim savunması mumkun değil.» diyor. Bundan sonra hak mucadelesi, daha yatışmış bir vicdanla, gencliğin bukulmezliği icinde yuruyor. Burada alaylı olarak anlatılan ve boşa giden iş aramalar, «Şato» daki benzer olaylarla ilintilidir. Yalnız «Amerika» da, otekinden ayrı olarak, bazı yan olaylar dolayısıyle tam kabul edilmiş gorunmese de, kurtarıcı bir sonuc vardır.
Kafka, kahramanı Karl Rossmann?ı, bunun gibi adlarının ilk harfi K. (? ben) olan oteki iki kahramanından daha cok korumuyor. Cunku oteki iki romanda da, bazı cozumlemelerde ileri surulduğu gibi, şairin apacık ve tertemiz anlatım bicimi arkasında, sonsuz bir sertlik gizlidir. Bu sertlik, en ince duygularla, en karmaşık kurtarıcı oğenin değer gormesiyle ve sınırsız bir acıma duygusu ile hic ayrışmıyacak kadar kaynaşmıştır. Bu arada, Kafka?nın «Amerika» romanında anlattığı yurekli, durust ve yılmak bilmeyen delikanlı karşısında biraz serbest davrandığı izlenimi uyanıyor. Kafka, ona karşı ilgisini daha az gizliyor, bu ilgi onu yeniyor. Bu dayanaksız ve masum yaratığa bir haksızlık yapıldığı zaman yureği kabarıyor, kan ağlıyor. Bu kitapta, (sozgelimi şehirin kenar mahallesinde gecen ve benim «Bir Sığmak» diye adlandırdığım sahneler) Chaplin?in filimlerini, o guzel Chaplin filimlerini, karşı konmıyacak gibi hatırlatan sahneler vardır. Şuphesiz bunlar kadar guzeli henuz yazılmamıştır. Ancak, bu romanın yazıldığı donemde (Dunya Savaşı'ndan once) Chaplin?in henuz bilinmediğini ya da belki henuz ortaya cıkmadığını unutmamak gerekir.
Ozellikle bu roman, Kafka?nın ?sade ve duygulu bir insancıllıkla dolu Kafka?nın? anlaşılması icin yeni bir yol olması, bundan once yayımlanan buyuk eserlerin, yani oteki iki buyuk romanın, ancak bundan sonra hicbir acıklamaya ihtiyac kalmadan kendiliğinden etkilemeye başlaması mumkundur. Sayıları gittikce artan yazılardan ve eleştirmelerden cıkardığıma gore, Kafka?nın eserleri, kendi ozelliği ve saygı uyandıran yuceliği icinde gittikce daha iyi tanınıp seviliyor. Geriye bıraktıkları arasında tamamlanmamış iki buyuk hikÂyesi daha var. Bunların ana cizgileri gayet acıktır. Dramatik bir taslaktır. Ayrıca, gunah ve kurtuluşa erme konusunda bir butun meydana getiren bir ozdeyişler dizisi, cok sayıda fragmanlar, bircok tarafları en guzel bir bicime doğru gelişen cok geniş bir gunce vardır. Butun bunlar basılırsa, Kafka?nın onemi, bugun uzaktan henuz anlaşılmayan bir derinlikle ortaya cıkabilir.
Max BROD
(s. 309-12)