• 22-07-2022, 20:01:33
    #1


    Tarama : Alamut

    Dicle, akıntıyla inilen ya da yelkenliyle cıkılan Nil'in tersine, tek yonlu akar. Mezopotamya'da ruzgÂrlar, tıpkı sular gibi, icerilere doğru değil ,dağdan denize eser ; o kadar ki, suklum puklum geri donuşlerinde, corak yollar uzerindeki koylerine onları cekecek olan eşek ve katırları da gidişlerinde taşımak zorunda kalır sandallar.
    Uzak kuzeyde doğan, kayaların arasından fışkıran Dicle ile baş etmeyi sadece birkac Ermeni kayıkcı goze alabilir. Yolcuların karşılaşmadığı, birbirini gecmediği, birbirine selam ve işaret vermediği garip bir yoldur Dicle yolu. Koruyucu meleği olmayan, kıyıdaki hurma ağaclarından başka eşlik edeni bulunmayan gemicinin cektiği yalnızlık duygusu, bu yuzdendir.
    Sonra, Babil'in merkezi ve Parth krallarının yaşadıkları Ktesiphon kentine ulaştığında, Dicle durulmuş olur, insanlar ona korkmadan yaklaşır, o artık sadece bir kıyıdan diğerine, insanlar ve eşyalarla bordasına kadar dolu, arasıra topac gibi kendi cevresinde donerek deli suyun butun azgınlıklarını yok eden, dibi duz teknelerin seyrettiği muazzam bir su koludur .
    işte o zaman oyle iyi huylu olur ki, kafaları kesilmiş, icleri boşaltılmış, dikilip havayla şişirilmiş hayvan derilerine yuzuculerin yaşam kavgası veriyormuşcasına asıldıkları gorulur .

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.