• 22-07-2022, 19:59:30
    #1





    MUNÎH:

    Oktoberfest'in ilk gunu.

    Bavyera'da her sonbahar gokyuzu koyu maviye
    boyanır. Ağaclar yollarda sağlı sollu, kızıl ve altm
    sarısı yapraklarıyla sıralanır. Alp dağlarının dik bayırları
    duman gibi ucuşan bir sisle ortulur. İnişli yokuşlu
    tepelerde, sararmış otlarla ortulu topraklarda
    ve icice sıkışmış kucuk, beyaz şehirlerde soğuk bir
    ruzgÂr esmeye başlar.

    Munih'in krom celik karışımıkuleleri guneş altında
    pırıl pırıl parlar.

    Oktoberfest başlamıştır.
    Şehrin ronesans tarzı yapıları ve rokoko tipi
    kucuk kulelerinin arasında;
    icen, alışveriş yapan, dans eden altı milyon insan karıncalar
    gibi kaynaşmaya başlar.
    Tam onaltı gun kendinden gecercesine icip,
    eğlencelere katılan halk, bu gurultulu patırdılı karnaval sonunda
    artık kendini kaybeder.

    Ta ki uykusuzluktan, yorgunluktan bitkin duşene,
    şenliğe katılan yabancıların Almanya'dan yavaş yavaş ayrılmalarına
    ve dağların yuksek tepelerine ilk kar duşene kadar.

    İşte ondan sonra Munihliler yeniden kendilerini toparlayıp,
    sokakları temizlenirken ya,
    Schwabing'deki bohem hayatlarına ya da Maxburger sokağındaki
    burolarına donerek buyuk bir sabırla Noel tatilini beklemeye koyulurlar.


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.