"Her gun, daima oğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat buyuk bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gozume carpmış gibi onunde durduğum "Kurk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hic pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların gorunmeyen yuzlerini ortaya cıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında guclu bir tutkunun resmini ciziyor. Duzenin sildiği kişiliklere, yaşamın ucuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.