GAZİ PAŞA'nın 21 Haziran 1935'deki Bir Demeci
Atatürk Kitapları0 Mesaj
●7 Görüntüleme
- ReadBull.net
- E-Kitap Forumları
- Tarih Kitapları
- Atatürk Kitapları
- GAZİ PAŞA'nın 21 Haziran 1935'deki Bir Demeci
-
22-07-2022, 03:57:24
Yeni bir savaş tehlikesi- Boyle bir savaşta Amerika’nın durumu- Dunya barışının şartları-Turkiye ve Boğazlar’ın silÂhlandırılması:
Gladye Baker’e verilen demec:
-Yakın bir gelecekte savaşın cıkmasının olası olduğunu sanıyor musunuz?
Son zamanlarda kendilerine Ataturk adı verilen Mustafa Kemal, asker inkılÂpcının Turkiye Cumhuriyeti Başkanı olmadan once sultanların oturduğu yer olan Dolmabahce adlı beyaz mermer saraydaki yemek masasının altın sofra takımından durust mavi gozlerini kaldırdı. Ve bakışları, Şam işi perdeli yuksek pencerelerden karanlık ve rahat Boğazici’ni gecerek Anadolu sahilinin yanıp sonen ışıklarına gitti. Ağır ve ciddî bir sesle:
-Yakın gelecekten soz etmemeli, savaş tehlikesi bulunduğumuz zamanda da vardır.
Avrupa’daki durumun birkac ay oncesine gore daha gergin olup olmadığı sorulunca:
- Daha kotudur, cok daha kotudur. Savaşın ciddiyetini goz onune almayan bazı onderler, taarruzun aracları “agent”ları olmuşlardır. Kontrolleri altındaki milletlere, millîyetciliği ve geleneği yanlış bir şekilde gostererek ve kotuye kullanarak onları aldatmışlardır. Bu buhranlı saatlerde kargaşaya engel olmak icin, kutlelerin kendilerinin karar vermeleri ve sorumluluk makamını yuksek karakterli, yuksek moralli ve vicdanlı insanların ellerine bırakmaları zamanı gelmiştir. Bu gecikmeden yapılmalıdır.
Bundan sonra realist Ataturk, dunyanın en guclu diktatorluğune cıkmak icin hicbir engele goz yummayan Canakkale’nin ve -Cok uzak bir gelecekte olmayan- Turk bağımsızlık savaşının askerî kahramanı dedi ki:
- Eğer savaş bir bomba patlaması gibi birdenbire cıkarsa milletler, savaşa engel olmak icin silÂhlı karşı koymalarını ve parasal guclerini saldıranlara karşı birleştirmekte kararsız kalmamalıdırlar. En cabuk, en etkili onlem, beklenen bir saldırgana, saldırının yarar getirmeyeceğini acıkca anlatacak uluslararası bir kuruluşun kurulmasıdır.
Ataturk, bolgesel antlaşmaların son değerinin, butun milletleri kapsayacak genel bir paktın yapılmasında olduğuna inanmaktadır.
- Ancak şimdiki durumda en acil gereksinim, komşu ulkelerin birbirlerinin ozel gereksinimlerini, sorunlarını goruşmeleridir. Bundan başka bolgesel antlaşmalar, barışın korunması icin değerlerini şimdiden kanıtlamışlardır.
İnsanı teslim alıcı gozlerinde, Gazi’nin olağanustu onderlik gucu vardı. Kalın kaşları sakin durmaz, yuksek entelektuel zirvelere kalkar ve hayrete değer derecede geniş alnında derin cizgiler oyacak bir şekilde catılır. Derisi acık renkli ve guneşten yanmıştır. Esmer değildir. Sacı sarımtırak kahve renginde ve kul rengindedir. Ağzının temiz kesilmiş cizgileri ve cenesi kararlılığının kesinliğini gosterir. O tetiktir, cevabı hazırdır, dikkat cekecek derecede zekidir.
- Savaş cıktığı taktirde Amerika tarafsızlık siyasetini koruyabilir mi?
- İmkÂnı yok imkÂnı yok. Eğer savaş cıkarsa, Amerika’nın milletler topluluğunda kapladığı yuksek yeri herhÂlde etkilenecektir. Coğrafî durumları ne olursa olsun, milletler birbirine bircok bağlarla bağlıdırlar.
Ataturk dunyadaki milletleri bir apartmanın sakinleri kabul ediyor:
- Birleşik Amerika Cumhuriyetleri bu apartmanın en luks dairesinde oturmaktadır. Eğer apartman, sakinlerinden bazıları tarafından ateşe verilirse, diğerlerinin yangının etkisinden kurtulmasına imkÂn yoktur. Savaş icin aynı şey vardır. Birleşik Amerika Cumhuriyetlerinin bundan uzak kalması imkÂnsızdır.
Ataturk şu sozleri ekledi:
- Bundan başka, Amerika buyuk ve guclu ve dunyanın her yeriyle ilgisi olan bir devlet olduğundan, kendisinin siyaset ve ekonomi yonunden ikinci derecede bir yere duşmesine asla izin veremez.
“Duşuncenizce Amerika Adalet Divanı’na katılmalı mı idi?” sorusunu sordum, dedi ki:
- Adalet divanına katılmakla Amerika Birleşik Cumhuriyetleri, kuşkusuz genel barışın surdurulmesine yardım etmiş olacaktı. Etkinliği ve insanî idealleri o kadar buyuk olan bir milletin, uluslararası anlaşmazlıkların barışcı yolla cozumlenmesinde aktif bir pay almayı istememesi doğru değildir.
- Oyle ise, Milletler Cemiyeti’nin, barışın korunması icin etkili bir arac olduğunu sanıyor musunuz?
- Milletler Cemiyeti, henuz kesin ve etkili bir arac olduğunu kanıtlamamıştır. Diğer taraftan Milletler Cemiyeti bugun, butun milletlerin ortak amacın gercekleşmesi icin calışabilecekleri tek kuruluştur.
On dort milyon Turk tarafından yurtlarının kurtarıcısı olmakla tanınan idealist Ataturk devam etti:
- Şuna da inanıyorum ki, eğer surekli barış isteniyorsa kutlelerin durumlarını iyileştirecek uluslararası onlemler alınmalıdır. İnsanlığın refahı, aclık ve baskının yerine gecmelidir. Dunya vatandaşları, kıskanclık, ac gozluluk ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.
Ataturk, bu sozlerini hassas elleriyle coğunlukla yaptığı guclu jestlerle belirtmiştir.
“Turkiye’de Bolşevikliğin yayılmasından korkuyor musunuz?” dedim. Şu cevabı verdi:
-Turkiye’de Bolşeviklik olmayacaktır. Cunku Turk Hukumeti’nin ilk amacı, halka hurriyet ve mutluluk vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır. Turkiye’de işsizlik yoktur. Ulkemiz bireyleri boş zamanlarda sağlıklı dinlenme imkÂnlarına sahiptir.
“Turkiye neden Boğazlar’ı silÂhlandırmak istiyor? sorusunu sordum.
- Turkiye’nin Boğazlar’ı acık bırakmaya razı olduğu Lozan Anlaşması’ndan beri dunya durumu ve bazı şartlar değişmiştir. Boğazlar Turk toprağını iki bolume ayırır. Bundan dolayı bu deniz gecidinin kuvvetlendirilmesi Turkiye’nin guvenliği ve savunması icin cok onemlidir. O, aynı zamanda, uluslararası ilişkilerin can alıcı bir unsurudur. Anahtar durumunda boyle onemli bir yer herhangi seruvenci bir saldırganın keyfine ve acımasına bırakılamaz. Turkiye, olası barış bozucularının birbirleriyle savaşmak icin Boğazlar’dan gecmesine engel olmak zorundadır.
Kusursuz smokinin altında geniş omuzları doğruldu.
- Turkiye buna asla izin vermeyecektir.
Kemal Ataturk’e neden diktator diye cağrılmaktan hoşlanmadığını sordum:
- Ben diktator değilim, benim gucum olduğunu soyluyorlar, evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hicbir şey yoktur. Cunku, ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktator, diğerlerini iradesine bağlayandır. Ben kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hukmetmek isterim.
O, “Gazi” yani “muzaffer olmuş” unvanını da sevmez. Ona halk tarafından verilen ve “Turkler’in babası” demek olan “Ataturk” diye cağrılmasını yeğler. Dinlenmekte iken yuzu sert ve trajiktir. Neşeli olduğu zaman bile gozleri celik parıldamasını korur.
Mutlu olup olmadığını sordum:
- Evet, cunku başarılı oldum.
Ayın Tarihi: 1935, Sayı: 19, s.260-262