Ataturk ve Matematik
Türkiye, Osmanlı, Atatürk0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Türkiye, Osmanlı, Atatürk
- Ataturk ve Matematik
-
22-07-2022, 03:44:06
Ataturk'un yaşamında (1881-1938) ilk olağanustu başarısı, 1893 yılında, cocukluk
cağında, orta oğrenimi doneminde matematik dersinde olmuş ve bunun sonucu olarak
dersin oğretmeni O'nun adına "Kemal" ismini eklemiştir. Ataturk, Selanik Askeri
Ruştiyesinde" gecen bu olayla ilgili anısını şoyle anlatıyor:
"... Ruştiyede en cok matematiğe merak sardım. Az zamanda bize bu dersi veren
oğretmen kadar belki de daha fazla bilgi edindim. Derslerin ustundeki sorularla
uğraşıyordum, yazılı sorular duzenliyordum. Matematik oğretmeni de yazılı olarak
cevap veriyordu. Oğretmenimin ismi Mustafa idi, bir gun bana dedi ki:
-"Oğlum senin de ismin Mustafa benim de. Bu, boyle olmayacak, arada bir fark
bulunmalı. Bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun."
O zamandan beri ismim gercekten Mustafa Kemal oldu.
Oğretmen sert bir adamdı. Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu. Bir gun bize:
"Aramızda kendine kimler guveniyor kalksınlar, onları muzakereci (calıştırıcı)
yapacağım" dedi.Once duraksadım. Ayağa oyleleri kalktı ki ben kalkmamayı tercih
ettim. Bunlardan birinin calıştırıcılığı altına girdim, calışmanın ortasında daha
fazla dayanamadım. Ayağa kalkarak:
-"Ben bundan daha iyi yaparım" dedim, bunun uzerine oğretmen beni calıştırıcı
yaptı. Eski calıştırıcıyı benim muzakerem altına verdi.Askeri Ruştiyeyi
bitirdiğimde matematik merakım epeyce ilerlemişti. Manastır Askeri İdadisinde
matematik pek kolay değildi. Bununla uğraşımı surdurdum... İdadide iken bıkmaksızın
calışıyorduk. Sınıfta birinci, ikinci olmak icin hepimizde şiddetli bir gayret
vardı. Sonunda idadiyi bitirdim. Harbiyeye gectim, burada da matematik merakı
suruyordu..." Mustafa Kemal, Selanik Askeri Ruştiyesindeyken, matematik oğretmeni
yuzbaşı Mustafa efendi sınıfa gelmediğinde, onun yerine bircok kez bu dersi
vermiştir.
Ataturk, yaşamının askeri oğrenim sonrası donemlerini, ulusal ve uluslar arası
buyuk savaş ve devrim olayları icinde, aklın ve bilimin kılavuzluğunu izleyen Buyuk
Asker, Ulusal ve Cağdaş Devlet kurucusu, "Yirminci Yuzyılın Gercek Onderi" olarak
gecirdi. O'nun bu donemlerde, olumunden yaklaşık birbucuk yıl oncesine değin
matematikle ne olcude uğraştığını bilmiyoruz.Bu konuda, Turk Dil Kurum Başuzmanı
A.Dilacar'ın 10.11.1971 tarihli bir yazısı cok ilginc bilgiler vermektedir. Bu
yazıdan oğrendiğimize gore,
"Ataturk olumunden birbucuk yıl kadar once, ucuncu Turk Dil Kurultayından (24-31
Ağustos 1936) hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında kendi eliyle Geometri adlı
bir kitap yazmıştır".Ataturk, bunu, birtakım Fransızca geometri kitaplarını
okuduktan sonra hazırlamış ve yapıt ilk kez 1937 yılında "Geometri oğretenlerle, bu
konuda kitap yazacaklara kılavuz olarak Kultur Bakanlığınca yayınlanmıştır".
Bu 44 sayfalık yapıttaki boyut, uzay, yuzey, duzey, cap, yarıcap, kesek kesit, yay,
cember, teğet, acı, acıortay, icters acı, dışters acı, taban, eğik, kırık, cekul,
yatay, duşey, yondeş, konum, ucgen, dortgen, beşgen, koşegen, eşkenar, ikizkenar,
paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, carp, bolu, eşit, toplam, oran, orantı,
turev, alan, varsayı, gerekce gibi terimler Ataturk tarafından
turetilmiştir.Yapıttaki tanımların tumunu Ataturk yazmıştır. Her tanım, ilgi
kavramı tum oğeleriyle eksiksiz ve acık bicimde anlatmakta, ozel ve temelli
nitelikleri icermektedir. Gerekli ve yeterli ornekler de verilmiştir. Tanınmış
bilim tarihcisi Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı, tam bir yetkiyle, bu Geometri
kitabını, "kucuk fakat anıtsal bir yapıt" diye nitelendirmiştir.
Ataturk, yaşamının onemli bir kesimini tarihin en buyuk savaşlarından birinin
icinde, ulusal ve evrensel sorumluluklar yuklenerek gecirdikten yıllarca sonra,
duzenli bir mantık ve bilgi disiplini kesinlikle gerektiren matematik alanında,
yeni turettiği terimlerle boylesine ozlu bir yapıtı yazmakla, dil ve matematikteki
ustun yeteneğini kanıtlamıştır. Ataturk'un yaşamında cok belirgin bir orneğini
izlediğimiz gibi, aslında dil ile matematiksel kultur arasında sıkı bağıntı vardır.
Ataturk'un dehasında, dil ve matematik gibi aklın değişik disiplinleri birbirini
karşılıklı olarak hep olumlu yonde etkilemiş ve geliştirmiştir. Ataturk, "Fen
terimleri o suretle yapılmalı ki anlamları ancak istenilen şeyi ifade
edebilsin"demiş ve bunu, Osmanlıca cok sayıda terimin yerine oz Turkce
karşılıklarını turetirken ustun bir başarıyla gercekleştirmiştir.Ataturk'u,
"Geometri" adlı yapıtını yazmaya zorlayan nedenleri, O'nun dil calışmalarını
yakından izlemek olanağını bulabilen tanınmış dil uzmanı A. Dilacar şoyle
acıklıyor:
" ... Ataturk hep matematikle uğraşırdı. Eski geometri terimleri cok ağdalı idi.
Gen bile, uzun uzun bu terimleri okuduğum halde, şimdikiler Imışısında gucluğunu
daha iyi anlıyorum. Pedagojide bir gercek var: Fıkır yolunun acık olması, bir ip
ucunun bulunması lazımdır. Yoksa bir kulce gibi coker. Muselles kelimesini ele
alalım. Arapca okullarımızdan kaldırılmıştır. Sulus'ten muştak (turetilmiş) bir
kelime olduğunu oğrenin nasıl bilsin? Arapca soğurucu bir dildir. Orneğin
"musteşrik" "şark" kelimesinden gelmiş bir kelimedir. Onune, ortasına, arkasına
birtakım heceler eklenmiş. Bunun aslını bulmak bir Arapca gramer meselesidir,
Okullarımızdan Arapca, Farsca kaldırılmış olduğundan, oğren id "muselles"i kude
kelime olarak karşısında gorecektir. "Uc" aklına gelmeyecektir. Ama muselles yerine
"ucgen" dersek, hır uc var. "Gen". Ataturk'e gore "genişlikten" alınmıştır. Bir
ipucu var. "Dortgen" dortten gelmiştir. Bir ipucu vardır. "Eşit", denk anlamında
olan "eş"ten gelmiştir. Ama musavi Arapca bir kelimedir. Bu sebeple Ataturk'un
prensipleri burada da doğru idi. On im icin bu en ağdalı olan bu bilim dalını ele
aldı ve kitabı ornek olarak bıraktı..."
Ataturk'un matematik terimlerini turetme ve bunları oğretime yerleştirme
calışmaları konusunda Prof. Dr. Vecibe Latıpoğlu, şu bilgilen veriyor:" ...
Ataturk, matematiği iyi bildiği ve sevdiği icin, terim devrimine matematikten
başlamıştır, denilebilir. Cunku Turk Dili (Belleten)'in Şubat 1937 tarihli
yayınından bir ay sonra, Ataturk, ceyb (sinus) ve tece^b (koşmuş)'m Turkce
karşılıklarının bulunması icin 29 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesine ilan verdirerek
bir yarışma actırmıştır... Sonunda hazırlanan butun terimler, Turk Dili (Belleten)
dergisinin Ekim 1937 tarihli sayısında yer almıştır. Terimler, Turkce-Osmanlıca,
Osmanlıca-Turkce, Fransızca-Turkce olmak uzere sıralanmış ve on sırayı matematik
terimleri almıştır...
Ataturk terim calışmalarının ulkedeki etkisini oğrenmek icin, 1937 yılı
sonbaharında, Sivas'a giderek, vaktiyle Sivas Kongresini topladığı lise binasında,
dokuzuncu sınıfın geometri dersine girmiştir''. Bu derste eski terimlerle oğrenimin
zorluğunu birkez daha saptayan Ataturk, "Bu anlaşılmaz terimlerle, oğrencilere
bilgi verilemez" diyerek kitabı atmış ve sonra tahta başına gecip "dili" yerine
"kenar", "muselles" yerine "ucgen", "muselles mutesaviyul adla" yerine "eşkenar
ucgen", "zaviye" yerine "acı" terimlerini kullanarak unlu Pisagor teoremini
oğrencilere anlatmıştır"'. Ataturk, bu inceleme gezisinde yanında bulunan Kultur
Bakanı Saffet Arıkan'a tum okul kitaplarının yeni terimlerle, hemen yarılması
emrini vermiş ve Turkceleştirilmiş terimlerle iki ayda hazırlanan kitaplar butun
okullara Kultur Bakanlığınca gonderilmiştir' .
Ataturk'un turettiği matematik terimleri ve yaptığı geometri tanımlarının hemen
hemen tumu bugune değin değişmeksizin kullanıla gelmiştir. O'nun turettiklerinden
sadece birkac terim sonradan kucuk olcude değiştirilmiştir. Orneğin Fransızca
"hypothese'in karşılığı olan Osmanlıcıdaki" faraziye'nin yerine Ataturk, Turkce
"varsayı" terimini turetmiş ve sonradan bu terim varsayım" bicimini almıştır. Aynı
şekilde O'nun "tumey acı", "butey acı" terimlerinin yerini "tumler acı", "butunler
acı" terimleri almıştır. Cok az sayıda ve sınırlı olan bu terim değişikliklerini,
Ataturk'un dildeki temel ilkesinin doğruluğunun birer kanıtı saymak gerekir.
Prof. Dr. Afet İnan, Ataturk'un calışmalarını yıllarca yakından izleyebilmiş
insanlardan biri olarak, O'nun bilime ve matematiğe verdiği onemi şoyle belirtiyor:
" ... Ataturk, kendi yetiştiği devrin muspet ilimlerini mesleki uzmanlığı
bakımından bellediği vakit, berrak ve muspet bir goruşe sahip olabileceğini ve her
hangi bir meseleyi matematiksel bir kesinlikle cozumlemeyi hedef tuttuğunu
soylerdi."
Prof. Dr. A. İnan, 25.1.1982 tarihli ozel bir yazısında' ', bu konuyla ilgili
olarak şoyle diyor:" Bilindiği gibi ilim konusu iki buyuk bolumde işlenir ve
bunlardan faydalanılır: Muspet ilimler, Sosyal ilimler.Ataturk gerek oğrencilik
devirlerinde gerekse omru boyunca bu her iki ilimden cok faydalanmıştır. Mesela
tarih onun icin bir gecmişin hikayesi değil, gunumuzde bu olanlardan ders almanın
onemli olduğuna inanmıştır.
Diğer taraftan asıl muspet ilimlerin başında gelen matematik bilgisi Ataturk icin
başlıca bir konudur. Cunku matematik insan topluluklarına muspet yol gosteren re
uygulamasında yarar sağlayan muspet bir ılım dalıdır. İşte Ataturk bu ilime cok
değer verdiği icin hem nazarı kısımları cok iyi bellemiş, hem de bunların
uygulamasına her bakımdan onem vermiştir. Hatta matematik terimlerinin bugun
kullandığımı; deyimleri tamamen kendi buluşları ile saptamıştır.
Ataturk bu konuda konuşurken ozellikle soylediklerinden şunları anımsıyorum: "Ben
oğrenim devrimde matematik konusuna cok onem ı'ermiş ini dır ve bundan hayatımın
ceşitli safhalarında başarı elde etmek icin faydalanmış olduğumu soyleyebilirim.
Onun icin herkes matematik bilgisinin cok gerekli olduğuna inanmalıdır."
Matematiksel kuhure boylesine onem veren Ataturk'un bu konudaki calışmaları,
tarihte cok az sayıda orneklerine rastlayabildiğimiz Buyuk Eğitimci niteliği de
olan devlet adamlarından bin olarak kendisine seckin bir yer sağutmada etken
olmuştu. O'nun olağanustu başarılı yaşamı, akademisinin girişine "Matematik
bilmeyen buruya girmesin" diye yazan, antik cağın unlu filazofu Platon (Eflatun)
(M.O. 427-347.)'un bu dileğinin yararını modern cağda kanıtlamıştır, denilebilir.