Hariciye Vekili Yusuf Kemal Tengirşenk anlatıyor:
"Lozan Konferansı'na gidecek heyetimize kim başkanlık edecek?
Bir turlu kararlaştırılamıyor. Gazi yazıhanesinin başında, kahvesini yudumlaya yudumlaya, etrafına toplanmış milletvekilleriyle konuşuyor, diyor ki:
- Arkadaşlar... Şu Baştemsilci'yi hÂl secmediniz. Vakit geciyor. Secildikten sonra da hazırlanıp yola cıkması icin zamana ihtiyac var. Rica ederim bu işi bir an once kararlaştırın, bitirin artık!
Cevap veriyorlar:
- Eee... Doğru Paşam ama, siz de İsmet Paşa'yı istiyorsunuz. Nasıl yapalım? Olacak iş mi bu? İsmet Paşa Baştemsilci olabilir mi?
Gazi gulumsuyor:
- Hakkınız var, arkadaşlar... Siz İsmet Paşa'yı tanımıyorsunuz, onun yalnız askerlik tarafını biliyorsunuz, cunku omru cephede gecti. Ankara'da pek az sure kaldı. Tanımaya vakit ve imkÂn bulamadınız. Bu adam zekidir, tedbirlidir. Bilhassa ileriyi goruş ve tetkik ozelliği gucludur. Orneğin, icinizden birini şu masayı devirmeye! memur etsem, iki, uc, nihayet dort şekilde devirebilir... Oysa ki İsmet Paşa, bunu sekiz on şekilde devirmek gucune sahiptir.
Bu soz, İsmet Paşa ustunde oybirliğiyle durulmasına kafi geldi. Gazi, kucucuk bir ornekle, duşuncesini kabul ettirmesini bilmişti."
Niyazi Ahmet BANO?LU