• 21-07-2022, 19:35:07
    #1


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.



    Konusu :
    Usteğmen Mehmet Tolun, Birinci Dunya Savaşı?nda Doğu cephesinde iken, kucuk bir kuvvetle gece keşfe cıkar ve yanlışlıkla Rus mevzilerine fazla sokulur. Karşılıklı ateş sırasında dizinden yaralanarak Ruslara tutsak duşer.


    Once Kafkasya?ya, sonra Hazer denizinde ıssız bir adaya, daha sonra da Uralların doğusunda İrbit şehrine surulur. Oradan, Sibirya?da Krasnoyarsk şehrinin yakınındaki bir tutsak kampına gonderilir.
    Harp Okulunda Rusca okumuştu. Tutsak iken Ruscasını ilerletti. Kampta Alman, Avusturya, Macar subayları vardı. Alman subaylarından Almanca da oğrendi.
    Bir gun şehre indiğinde, lokantada Ali Bahadır Kaplanof ve kız kardeşi Gonul Hanım Kaplanof?la taraştı. Soyadlarının neden ?Kaplanoğlu? değil de ?Kaplanof? olduğunu sordu. Bu uyarma uzerine, Gonul Hanım, kartındaki ?Kaplanof?u cizerek ?Kaplanoğlu?yazdı.
    Kaplanoğulları, Sibirya'nın tanınmış ailelerindendi. Bahadır Bey?in babası Selim Bey?in uc kereste bıckı tezgÂhı, bir de ayakkabı fabrikası vardı. Oğlu Bahadır Bey universiteyi bitirmişti. Deri ticaretine başlamış ve iki tabakhane acmıştı. Gonul Hanım da hastabakıcı okulunda okumuş ve diploma almıştı.
    Lokantada Turklerin tarihi, uygarlıkları, ortaya koydukları olumsuz eserler uzerinde konuştular; bunları Turk bilginlerinden değil, yabancı*lardan oğrendiğimiz noktası uzerinde durdular. Yabancı bilginler ne denli calışsalar ve iyiniyetli olsalar da bir Turk gibi duyamaz, duşunemezlerdi. En iyisi, eski Turk uygarlığının kurulduğu cevreleri Turk bilginleri gezmeli, incelemelerde bulunmalı ve dunyaya tanıtmalı idiler.
    Bu işi, icinde kendilerinin de bulunduğu, Mehmet Tolun?un başkan*lığındaki bir heyetin yapmasını onerdiler. Aman Mehmet Tolun tutsaktı. Kamptan dışarı cıkması izne bağlı idi. Kaplanoğlu kardeşler, işin bu yanını kendilerine bırakmasını soylediler. Bahadır Bey bir yolunu bulacak, kamptan sık sık dışarı cıkmasını sağlayacak, bu cıkışlar sırasında bilimsel gezi hazır*lıklarını yapacaklardı. Mehmet Tolun, bu ilk Turk tarihi ve bilimsel gezisini yapacak heyete ?Gonul Hanım Heyet-i Seferiyesi? adını verdi.
    Mehmet Tolun, Turkologların eserlerini incelemeğe başladı, notlar aldı. Kamptaki bir Macar (Kont Beyla Zici) da onlara katılma isteğinde bulundu. Onu da aralarına aldılar. Macar subayı Fransızca ve Rusca bilir, Almancayı da anlardı. Macaristan?da soylu bir ailedendi.Gizli calışmalar sonunda butun hazırlıklar tamamlandı, gerekli belgeler alındı. Dort arkadaş, bir gece, trenle Orta Asya?ya doğru yola cıktılar. Amac, Gokturk Yazıtları?nın bulunduğu yere ulaşmaktı. İclerinde en sevincli olanı Mehmet Tolun?du. "Cunku hicbir Osmanlı Turk?u kendisinden once boyle bir serguzeşte atılmamıştı. Bu koca millette bir maksad-ı fenni uğrunda seyahat eden ilk kÂşif kendisi olacaktı.?
    On gun yol aldılar. Tren yolundaki son istasyona gelince eşyalarını hayvanlara yuklettiler. Selenga nehri vadisinden guneye doğru yoneldiler. On beş gun sonra Kiyahta şehrine geldiler. Burası Cin Moğolistan?ı ile Sibirya sınırı arasındaki son duraktı.
    Kiyahta?da birkac gun kalıp dinlendiler. Oradan da "eski Turklerin Arz-ı Mukaddes?i olan Orhun vadisine? ulaşmak uzere yola duştuler. İki aylık uzun bir yolculuktan sonra, Gokturk Yazıtları?nın bulunduğu yere geldiler. Sonsuz sevinc icindeydiler. Bir sure kalarak calıştılar, incelemeler yaptılar, notlar aldılar.
    Yolculuk sırasında Gonul Hanım?la Mehmet Tolun arasında, birbirlerine karşı yakın duygular uyanmıştı. Bir gun bu durum su yuzune cıktı; nişanları yapıldı.
    İşleri bitmişti. Donuş yolu başladı. Bahadır Bey?le Gonul Hanım İran uzerinden Rusya?ya, Mehmet Tolun ile Macar Kontu da Turkiye?ye geldiler. Kont, İstanbul?da Mehmet Tolunlarda konuk kaldı. Oradan da Macaristan?a gitti. Mehmet Tolun da askerlikten ayrıldı, ticarete başladı. Bahadır Bey?in gonderdiği kurkleri ve başka maddeleri satıyor, işini geliştiriyordu. Maddî durumu cok iyi idi. Bebek?te koşk ve yalı satın aldı.
    Rusya?da ihtilÂl cıkıyor, kacanlar arasında Kaplanoğlu ailesi de var. İstanbul?a geliyorlar. Mehmet Tolun Gonul Hanım?la evleniyor. Mutlu bir yuva kuruyorlar.
    *
    Gonul Hanım, Ahmet Hikmet?in Turkculuk ulkusunu sembolleştiren bir eserdir. Bir romanda bulunması gerekli niteliklerin hepsini onda aramamalı*dır. Daha cok, bir tarih araştırması, bir bilimsel inceleme ozelliğindedir. Butunluk gorunumunden uzaktır. İstenilen yerden başlanıp okunabilir. Olaylar, zincirleme birbirini izlemediği icin, bir kesinti ve eksiklik duyulmaz.
    Romanın dili sade ve durudur.