• 21-07-2022, 17:59:34
    #1
    Dedem Korkut'un Kitabı _ Mustafa Necati Sepetcioğlu

    Kitap alıntıdır. Duzenleme bana aittir.

    DEDE KORKUT KİTABI

    TURK edebiyatı tarihinin en buyuk alimi Prof.Fuat Koprulu'nun, derslerinde soylediği bir soz vardır: Butun Turk edebiyatını terazinin bir gozune, Dede Korkut'u obur gozune koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.
    Dede Korkut Kitabının değerini ifade etmek icin bundan daha guzel bir soz bulmak mumkun değildir. Gercekten Dede Korkut Kitabı Turk edebiyatının en buyuk abidelerinin Turk dilinin en guzel eserlerinin başında gelir.
    Dede Korkut Kitabının bu yuksek değeri onun mahiyetinin tabii bir neticesidir. Dede Korkut bir millî destandır. Milli destanlar, taşıdıkları vasıflar dolayısıyla, bağlı oldukları dil ve edebiyat sahaları icinde daima mustesna bir yer işgal ederler.
    Millî destanın ilk vasfı muellifinin millet olmasıdır. Destan, bir ferdin, bir sanatkarın değil, bir milletin muşterek dehasının mahsuludur. Yaratıcısı muşterek deha olduğu gibi, değerlendirilmesi de muşterek sosyal zevkin suzgecinden gecmiştir. Dede Korkut da bu şekilde Turk Milletinin muşterek dehasının ve zevkinin eseridir.
    Milli destanın ikinci vasfı muhtevasının millet hayatı olmasıdır. Bu bakımdan destan millî kultur değerlerinin bir hazinesi, millî ve sosyal hayatın renkli ve teferruatlı bir tablosu demektir. Dede Korkut da bu şekilde Turkluğun millî hayatım aksettirmekte, Turk kulturunun zenginliklerini, renkli Turk folklorunun sayısız değerlerini, Turk Milletinin yuksek insanî
    vasıflarını, duygularını, faziletlerini ve meziyetlerini dile getirmektedir.
    Millî destanın ucuncu vasfı buyuk bir kahramanlık menkıbesi olmasıdır. Onda kahramanlık ruhu en yuksek insani vasıf olarak işlenir. Dede Korkut'ta da tabiî bu şekilde buyuk bir kahramanlık hikayesi ile karşı karşıya kalır, Turklerin alp insan tipinin davranışlarının en yukseğini goruruz. Aynı manaya «alıp», «yiğit», »eren» gibi kelimeler eserde en cok gecen, en muteber kelimelerdir, «eren» kelimesi Dede Korkut?ta henuz dinî bir manaya burunmemiştir.
    Milli destanın dorduncu vasfı fevkalade yuksek bir coşkunluk ifadesi taşımasıdır. Dede Korkut?ta da boyle coşkun bir hava, son derece yuksek perdeden bir soyleyiş, insanı surukleyip goturur.
    Millî destanın beşinci vasfı eserde tabiat unsurunun on planda olması, buyuk bir yer işgal etmesidir. Bu tabiat durgun ve sakin değil, tıpkı kahramanları gibi canlı, yaşayan, aktif; hayata, vakalara, hikayeye adeta iştirak eden bir tabiattır. Dede Korkut'taki tabiat o kadar canlı ve coşkundur ki mesela suyun en makbulu olarak «kanlı su» tabiri tekrarlanıp durur, insanları surukleyip boğan taşkın su buyuk bir şevkle anlatılır.
    Millî destanın altıncı vasfı bu zengin tabiat unsurunun yanında ve onun bir tamamlayıcısı olarak hayvanların yine buyuk bir yer işgal etmesidir. Dede Korkut?ta da eski Turklerin atlı bozkır medeniyetinin temel unsuru olan hayvan, buyuk ve mustesna bir yer tutar; insanın hayatına karışır, oyle ki kahramanların ağlaması, bağırması gibi bir cok hareketleri hayvanlara benzetilerek, bir meziyet gibi, aynı kelimelerde birleştirilir.
    Millî destanın yedinci vasfı, icinde hızlı bir hayat tarzının hukum surmesidir. Dede Korkut?ta da baş dondurucu bir hareket icinde vakalar akıp giderler. Zaman zaman bir tek cumle ile, bir ata sozu ile beş yıl, on yıl, on beş yıl atlandığını, zamanın uzerinden buyuk bir kolaylıkla gecildiğini gorursunuz.
    Millî destanın sekizinci vasfı tarihle ilgili bulunmasıdır. Şuphesiz destan tarih değildir. Fakat tarihe busbutun kayıtsız da değildir. Destan tarihten doğar. Oyle ki destan tarihî hadiselerin millet hayatında bıraktığı intihaların şiirleşmiş, sanat eseri haline gelmiş şeklidir denilebilir.


    Dedem Korkut'un Kitabı 2,5Mb PDF:
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.






    ZAMANGEZGİNİ
    BAYHUN ONTURK