
Ulkemizde kullanımı en yaygın olan telli bir Turk Halk Calgısıdır. Yorelere ve ebatlarına gore bu calgıya, Bağlama, Divan sazı, Bozuk, Coğur, Kopuz Irızva, Cura, Tambura vb. adlar verilmektedir. Bağlama ailesinin en kucuk ve en ince ses veren calgısı Curadır. Curadan biraz daha buyuk ve curaya gore bir oktav kalından ses veren calgı ise Tamburadır. Bağlama ailesinin en kalın ses veren calgısı ise Divan Sazı'dır. Tamburaya gore bir oktav kalından ses verir.
Bağlama; Tekne, Goğus ve Sap olmak uzere uc ana kısımdan oluşmaktadır. Tekne kısmı genelde dut ağacından yapılmaktadır. Ancak dut ağacının dışında ardıc, kestane, ceviz, gurgen gibi ağaclardan da yapılmaktadır. Goğus kısmı ladin ağacından, sap kısmı ise gurgen, ak gurgen veya ardıc ağacından yapılmaktadır.
Sap kısmının tekneden uzak kısmı uzerinde tellerin bağlandığı Burgu adı verilen parcalar vardır. Bağlamanın akordu bu burgular kullanılarak yapılmaktadır. Sap kısmı uzerinde misina ile bağlanmış perdeler bulunmaktadır. Bağlama Mızrap veya Tezene adı verilen kiraz ağacı kabuğu veya plastikten yapılan aracla calındığı gibi bazı yorelerimizde parmakla da calınmaktadır. Bu calım tekniğine Şelpe adı verilmektedir.
Bağlama uzerinde ikişerli veya ucerli gruplar halinde uc grup tel bulunmaktadır. Bu tel grupları değişik bicimlerde akort edilebilmektedir. Orneğin bağlama duzeni adı verilen akort biciminde alt gruptaki teller yazılış itibariyle La,orta gruptaki teller Re,ust gruptaki teller ise Mi seslerini vermektedir. Bu akort bicimi dışında Kara Duzen (Bozuk Duzen), Misket Duzeni, Mustezat, Abdal Duzeni, Rast Duzeni vb. akort bicimleri de vardır
Mızraplı sazların atası olarak bilinen Kopuz, Turklerin en eski sazlarından biridir, en az 15 asırdan beri kullanılmış olan bu unlu mızraplı saz, bu gun yerini Anadolu'da bağlama ve ailesi sazlarına bırakmış olmakla beraber. Orta Asya ve Sibirya Turkleri tarafından halen kullanılmaktadır. 17. yuzyılda Anadolu'da unutulmuş yalnız Macaristan, Bosna gibi o zaman ki Turk İmparatorluğu 'nun serhat eyaletlerinde rağbet goren bir sazdı. Kopuz, Turklerin bir ceşit Kultur Sembolu ve temsilcisi olarak Asya, Avrupa ve Afrika gibi uc kıtaya yayılmıştır.Kopuz'u Turklerden alıp yuzyıllarca kullanan milletler arasında Macarlar, Yunanlılar. Bulgarlar, Romenler. Ruslar, Estonlar, Ukraynalılar, Lehler, Finler, Almanlar ve Sırpları sayabiliriz.
Kopuz yuzyıllarca Turk Halk şÃ‚irinin ozanın ayrılmaz milli sazı olmuştur. "Kopuz-ı Rumi • Anadolu Kopuzu" 15. yuzyılda Anadolu da, Mısır ve Suriye Turklerinde cok değerli bir sazdı. Meraği' ye gore; 3 telli Kopuz-ı ozandan 5 telli olması ve Uda benzemesiyle ayrılıyordu. ceşitli şekiller cıkmış Araplar "Kunbuz. Kubz, Kubuz" demişler. Turkler "Kopuz, Kobuz, Kubos" Ruslar "Kobza" tarzında almışlardır.Kopuzun ilk şekli onceleri Iklığ'da olduğu gibi su kabağından teşekkul etmiş, zamanla yerini ağactan oyularak veya dilimler halinde yapılan govdelere terk etmiş ve bu sazımızdan cok ceşitli sazlar turemiştir.
BAĞLAMA VE AİLESİ
Bağlama ve Ailesi sazlarını tanıyabilmemiz icin once bu sazların atası olarak bilinen KOPUZ' u tanımamız gerekir.Kopuz' u tanımamız icin ise ilk insanlardan başlamamız gerekmektedir. Muziğin ilk insanlarda nasıl başladığını incelediğimizde her ne kadar efsaneye dayanan tarafları varsa da gercek olduğuna inandığımız yanları da bulunmaktadır. Esen ruzgÂrların sazlıklardaki kırık kamışlara carparak cıkarmış oldukları ıslık seslerini, onların da taklit ettikleri, uzuntulu ve sevincli gunlerinde cıkarmış oldukları seslerin ilk muzik duygularını verdikleri tahmin edilmektedir.Zamanla duşuncelerini geliştirerek, kamışın veya kirişin cıkarmış oldukları sesler, onların ilgisini cekmeye başlamış, avlanmak uzere kullandıkları ok ve yayların bir muzik aleti gibi de kullanmış oldukları bilinmektedir.
Avlanma yayına oku surerek bir takım sesler cıkarmışlar ve adına "OKLUĞ" demişler. Bilahare okluğ' un ucuna su kabağı ilave ederek IKLIĞ' a donuşturmuşler ve at kılından (kuyruk kılı) yapılan yaylar ile de calmaya calışmışlardır. Avlanma yayı uzerindeki kiriş tellerin sayısını artırarak Arp, Ceng, Lir gibi sazların doğmasını sağlamışlardır.
Su kabağının ust kısmına ince deriler gerdirip, sap ilave etmişler ve kiriş telleri ile uzerinden gecirmek suretiyle sesin daha net cıkmasını sağlamışlar. Yay ile calınanlarına "IKLIĞ"parmak veya mızrap turunden maddelerle calınanlarına da "KOPUZ" adı vermiş oldukları tarihi belgelerden anlaşılmaktadır.
Iklığ yaylı sazların, kopuz ise mızraplı sazların atası olarak bilinmektedir. Kopuz sonraları govdesi su kabağı yerine, armudumsi şekilde ağaclardan oyularak yapılmış, uzerine yine deri gerilmiş, kiriş teller takılarak uzun yıllar calınmış, daha sonraları da derinin yerini ağac (goğus-ses tablosu) kiriş tellerin yerini ise, :-):-):-):-)l teller almıştır.
17. yuzyıl sonlarına doğru Kopuz adı yavaş,yavaş unutulmuş ve yerine "BAĞLAMA" deyimi kullanılmaya başlanmıştır.Bağlama, Turk halkı arasında oldukca tutulmuş, gunden gune gelişmiş, genişlemiş geniş, bir aile oluşturmuş. Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'ya ve butun dunyaya yayılmış, herkesin beğenisini kazanmış, pek cok insanın elinden bırakamadığı bir saz haline gelmiştir.
Bağlamanın ilk olarak Orta Asya Turklerinden kaynaklandığı bilinen bir gercektir. O zamanlar Kopuz olarak bilinirdi, bugun ise Bağlama olarak bilinmektedir.
Bağlama adının, nereden geldiği ve nasıl hafızalara yerleştiği araştırıldığında kesin olarak bilinmemekle beraber, bircok fikirlerin ileriye surulduğu gorulur ve bunlar arasında da akla en yakın olan ise, sapına bağlanan perdelerden Bağlama denmiş olabileceği duşuncesi ağırlık kazanmaktadır. Kopuzun onceleri sapında perde olmayışı da, bu duşuncelerin isabet oranını artırmaktadır.
Gerek Kopuz olarak bilindiği devirlerde, gerekse Bağlama olarak calındığı donemlerde, kutsal bir alet gibi sevgi ve saygı gormuştur. Opup başa konulmuş, ondan sonra calınmış evlerin en guzel koşelerine asılmış, calanlara da buyuk saygı duyulmuştur.
Bugun dahi hikayelerini, sozlerini ve turkulerini dilimizden duşurmediğimiz, bircok hikaye ve efsane kahramanlarını ve bir o kadar da halk ozanının doğmasını sağlamış.
Buyuk Turk Milletinin ruhunu yuceltmiş, ozanını inletmiş, aşığını soyletmiş, dertlisini ağlatmış, efesini oynatmış ve bu sazın adına Kopuz denmiş. Bağlama denmiş.Bu guzel sazımız olmasa idi, Yunus Emre'yi, Emrah'ı, Kerem 'i. Pir Sultan' ı, Dadaloğlu' nu, Veysel'i kim soyletecek? Karacaoğlan'ı kim coşturacak? Koroğlu'nu kim kukretecekti? Turk Milletine yurdunda, yuvasında. Serhat boylarında neşeyi cesareti ve morali kim verecekti?
Bu guclu sazımızın verdiklerini ve vereceklerini saymakla bitiremeyiz. Ne yazık ki onun değerini yine de gereği gibi bilememişiz, halende bilememekteyiz.Bircok Milletin Enstrumanlarını (sazlarını) incelemiş bir kişi olarak şunu rahatlık ve iftiharla soyleyebilirim ki, Sazımız dunyadaki binlerce saz arasında ilk uce girebilen bir yapıya sahiptir. Tek başına calınıp, zevkle dinlenebilen uc sazdan biridir. Piyano, Gitar, Bağlama,Onunla calınamayacak hicbir muzik turu yoktur. Perdelerinin hareketli oluşu, her sistemdeki muziği calma imkanı sağlamaktadır. 2,5 oktavlık ses sahası, ses tablosu (goğus' u) uzerine de ya-pıştırılacak perdeler ile 3 oktava kadar da genişletilmekte, cok ceşitli Mızrap (Tezene) alına (cırpma, tarama, duz silkme, kazıma, fırıldak, vurma, cekme, okşama ve parmakla) şekilleri, sazımızın ne kadar esnek ve zengin icra tarzı olduğunu gostermektedir. Ayrıca tespit edilmiş 19 ayrı duzenle de akort edilmekte ve geniş bir aile oluşturulması ile de 6 oktava yakın ses sahasına yukselmekte, istenildiğinde binlerce saz aynı anda aynı mızrabı vurma tekniğine de sahip olmaktadır.
Sazımızdaki yuksek ajilite, ses rahatlığı, denge ve icra kolaylığı hicbir sazda yoktur.Sazımızın kıymetini bilelim, onu gereği gibi değerlendirelim, koruyalım ve lÂyık olduğu yerlere cıkaralım, Ona gereği gibi onem verdiğimiz zaman, muziğimizi ve sanatcılarımızı butun dunyaya tanıtmamız daha kolay olacaktır.Bugun artık ulkeler, birbirlerine ustunluklerini, guclerini, sanatcıları ve sporcularıyla kanıtlamaya calışmaktadırlar. Bizim ise şu anda cırpınan Gureşimiz ve emekleyen futbolumuzla bunları kanıtlamamız mumkun değildir.Ancak sazımıza onem verdiğimiz zaman sesimizi duyurur, kendimizi kanıtlar, bircok milletin sevgi ve saygısını kazanabiliriz. Hic bir millete nasip olmayacak guzellikle Muziğimiz ve Folklorumuz var ve onları en iyi şekilde icra eden sanatcılarımız, virtuozlarımız var. Onları dunyaya lanse etmenin yollarını arayalım yeni yetişen genclerimizden cok daha buyuk virtuozların cıkacağına milletce inanmaktayız.
Muziğimizin guzelliği, sazımızın gucluluğu onlara butun dunya milletlerinin kapılarını acacaktır.
Almanya ve Amerika, yurdumuzdan binlerce saz alma isteğinde bulunmaktadırlar. Yurdumuza gelen her turist ulkesine bir bağlama ***urmek istemektedir. Buda sazımızın sadece yurdumuzda değil dunyanın her yerinde sevilip arandığını gostermeye yetecek en buyuk kanıtlardan biridir.Milletce konuya eğilelim, sesimizi ve gucumuzu butun dunyaya bu yoldan da kanıtlamaya calışalım.
Ulkemizin ulusal ve folklorumuzun temel sazı olan "BAĞLAMA" ,buyuklu kucuklu, cok değişik ebatlarda yapılması nedeniyle oldukca geniş bir aile teşkil etmektedir.Bağlama Ailesi başlıca şu sazlardan oluşmaktadır. Meydan sazı Divan sazı . Coğur , Bağlama , Bozuk . Aşık sazı , Karaduzen Tanbura , Cura Bağlama , Bulgari , Irızva . Bağlama curası , Tanbura curası vs.
Bağlama Turk Halkının en soylu ve yaygın sazlarından biridir. Yuz yıllarca Turk halkının elinde bir bayrak gibi dolaşmış halen de elden ele dolaşmaktadır.
Âşık sazı olarak tek başına calınıp soyleme geleneği surdurmuş, sonraları Turk Halk Muziğine ceşitli ağızlama eş ve ortak saz olarak girmiş, gittikce gelişerek takımlar halinde toplu icra geleneği surdurmuş ve halen surdurmektedir.
Bağlama genellikle insana benzetilmiş, sap ucuna "Baş", burgularına Kulak . yuz kısmına (ses tablosuna) Goğus , ses kutusuna ise Govde denilmiştir.Bağlama' nın govde kısmı armudumsi bicimde ağaclardan oyularak yapıldığı gibi dilimler halinde de yapılmaktadır. Tekne kısmında her cins ağac kullanılır. Ses tablosuna (Goğsune) ise beyaz cam denilen Ladin veya Koknar ağaclan kullanılır. Uzunca bir sapı vardır, sap uzerine kirişten veya misinadan 13 ile 30 arasında perde bağlanır Bu perdeler Turk Halk Muziğinde kullanılan seslerin cıkarılmasını sağlar. Ayrıca perdelerin ileri geri kaydırılma imkanına sahip olması ise Bağlama ile her tur muziğin calınabilmesini sağlamaktadır.
Bağlamanın telleri onceleri kirişten idi. (Bağırsak tel) Bugun ise celikten princten ve celik uzerine bakır sarılarak yapılmaktadır. Telleri uc grup halinde ikişerli veya ucerli olarak takılır. Tezene denilen kiraz ağacı kabuğundan yapılmış mızrapla kucakta tellere vurularak calınır. Telleri, Bağlama duzeni. Bozuk duzen, Karaduzen gibi 19 ayrı duzenle akortlanarak calınmaktadır
Bağlamanın 2,5 oktav ses sahası vardır. Ses tablosu uzerine yapıştırılacak ilave perdeler ile ses sahası 3 oktava kadar cıkarılabilir.
Bağlama Yurdumuzun her yerinde ceşitli ebatlarda yapılmakta ve değişik adlar almaktadır. Genelde hepsine birden bağlama denildiği gibi adını almış olduğu aile icerisinde de ebatına ve akorduna gore de Bağlama olarak belirlenmiş olanı da bulunmaktadır. Bu ailenin temel sazıdır. Halk arasında saz denildiğinde ilk akla gelen bağlama grubuna giren sazlar olmaktadır. Bağlama oldukca geniş bir aile oluşturur.
Bağlama Ailesini buyukten kucuğe doğru şu şekilde sıralayabiliriz:
MEYDAN SAZI
Bağlama ailesinin en buyuk sazıdır. Sapında 30 - 32 perdesi vardır. En ince teli 35 - 40 numaradır. Daha ziyade kalın Bam tellerine (sargılı tellere) ağırlık verilmekledir. Davudi bir sesi vardır, gayet sade bir şekilde calınır. Bağlama Ailesinin bas sesli sazı da denilir. Fiziksel yapısı oldukca buyuk olması nedeniyle, icrası da oldukca zor olmaktadır. Bu nedenle icracılar Meydan Sazı'nı calmaktan kacınmaktadırlar. Onun yerine biraz daha kucuğu olan Divan Sazını calmayı tercih ederler. Fakat Divan Sazı'nın da Meydan Sazının yerini tutması mumkun olamayacağından Meydan Sazının Davudi sesi devamlı şekilde topluluk icerisinde aranır.
İcracılarımızın pek coğunun kolayı tercih etmeleri nedeniyle kucuk sazlara sarılmakla ve Halk Musikîmizin tınılarında belirgin bir tizlik hissedilmektedir. Bu tizliğin getirmiş olduğu cılızlık Zeybeklerde ve Kahramanlık turkulerinde Bas seslere ne kadar ihtiyac olduğunu acıkca gostermektedir. En buyuk temennimiz icracılarımızın Meydan Sazımıza gereği gibi (onem vererek Halk Musikimize yeniden kazandırmaları ve Halk Musikimizin istenilen tona yukselmesini sağlamalarıdır.
MEYDAN SADİVAN SAZI
Meydan Sazından biraz daha kucuktur. Ucerden dokuz teli vardır. Bazı icracılar alta 3. Ortaya ve Uste ikişerli olmak uzere 7 tel de takmaktadırlar. Divan Sazı da Halk Musikimizin guclu sazlarındandır. Meydan sazından dort ses tiz akort edilir. Meydan sazının alt teli "La" sesine Divan Sazının alt teli ise "Re" sesine akort edilir. Bağlama ailesi sazlarında, genel olarak alt tellerin akortları değişmez. Değişen orta ve ust tellerin akortlarıdır. Her sazın tonuna gore alt telin akordu genel olarak sabit bırakılır, devamlı olarak değişen orta ve ust tellerdir.
COĞUR
Divan sazına yakın buyuklukte 9 ile 6 tel takılmakta ve 15 kadar perdesi bulunmaktadır.Akordu: Alt iki tel La orta tellerin birisi La diğeri Re, Ust teller Sol sesine akort edilir.Coğur ile; Nefes, Ayin ve Semai gibi havalar calınır, bugun daha ziyade Curası calınmakladır. Yeni yetişen genclerimiz, cura bağlamadan az farklı bu saza Coğur diyerek, aslını curası ile karıştırmaktadırlar. Cura; adı gecen sazın bir oktav daha tizi ve kucuğune denir.
BAĞLAMA
Adını alan ailenin temel sazıdır. 17-24 perdesi vardır. Meydan sazından bir oktav. Divan sazından ise beş ses tizdir. Ucerli gruplar halinde 6 ile 9 tel takılır. Alt telleri L3 sesine akort edilir. Orta ve Ust teller de devamlı akort değişikliği yapılır. Her duzende değişen orta ve ust tellerin akortlarıdır.Bağlama duzeni alt (La) Orta (Re) Ust (Mi) ayrıca 19 ayrı duzende de calınır.
BOZUK
Bağlama' nın ikinci bir adına da Bozuk denir. 15-18 perdesi vardır. Ucerli gruplar hailde 9 tel takılır. Ortaya iki san ve bir ince celik tel. uste ve Alta ise birer kalın sarı ve ikişer celik takılır. San teller celik tellere gore bir oktav daha pes akort edilir.
Tatlı bir sesi vardır, genellikle Guney ve Ege yorelerimizde Bozuk olarak bilinir ve calımı. Bozuk duzeni oldukca yaygındır. Atasozu gibi dillerden duşmez.Akortları ise Alt (La) Orta (Re) Ust (Sol) seslerine duzenlenir.Bu sazımıza genel yerlerde ve meydanda calınmasından dolayı Meydan Sazı denilmiştir. 12 teli bulunması nedeniyle bazı yorelerde 12 telli saz da denilmektedir. Meydan sazlarının bazıları kısa saplıdır, bu da icralarımızın bir kısmının sazın sapına kollanılın yetişmemesinden dolayı, saplan ozel olarak kısaltılmış olmasından ileri gelmektedir.Yunanlılar Bozuk sazımızı almış adının sonuna bir "i" harfi ekleyip "Bozuki" diyerek kendilerine mal etmişler ve Dunya muzik tarihini de yanıltmaya calışmışlardır.Gercekler ortadadır. Turklerin Ona Asya dan getirdikleri sazlarının (adının) sonuna bir (i) harfi eklemekle nasıl Yunanlıya mÂl edilmeye kalkılır.
ÂŞIK SAZI
Aşıkların (Halk Ozanlarının) calmış oldukları Bağlamaya Âşık Sazı denilmektedir. Normal Bağlama ile arasında pek az fark vardır. Sapı normale gore daha kısadır.
13, - 15 perdesi vardır. Dip perdesi (Re) değil (Do)dur. 6 tellidir, nadir olarak 9 telli olur.
TANBURA
Bağlama' dan daha kucuktur. Divan Sazından bir oktav tizdir ve Divan Sazının Curası olarak bilinir. Bağlamadan ise don ses tizdir. 3 grup halinde ikişerden 6 tel takılır, teller celiktir. Onaya cift san teller takıldığı donemler de olmuştur. Alt (Re) Ona (Sol), Ust (Do) seslerine akort edilir. Genellikle icracıların en cok kullandıkları sazdır.
Bağlamanın ve Tanbura nın kucuğudur. 6 telli, seri ve oynak calınması gereken melodiler icin cok kullanışlı bir sazdır.
İKİ TELLİ SAZ
Anadolu nun en eski saz orneklerinden biridir. Cura bağlama buyukluğundedir. İki teli vardır.Zamanında cok yaygınlık kazanmıştır. Cifte Telli oyunu bu sazla calındığı icin adını iki telliden almıştır.
BULGARİ
4 telli olduğu gibi 2 tellilerine de rastlanır. 16 perdeli Guneyde ve Kayseri yoresinde gorulur. Cura' ya yakındır. Eski Volga boylarında yerleşmiş, Bulgari isimli Turk boylarındanbazıları Anadolu'ya gecerek Toros bolgesindeki yaylalara yerleşmişler ve ellerinden duşurmedikleri cura bağlamalarının bir benzeri olan bu sazın adı da onlardan gelmektedir.
IRIZVA
Uc tek telli 13 perdelidir. Cura bağlama buyukluğunde, tekne kısmı yanlardan tabana doğru konik olarak iner, ark a kesitinden bir ucgeni andırır, parmak ucları ile calınır.
KARA DUZEN
Gaziantep dolaylarında halen bu adla kullanılmakta olup, ırızva' dan biraz buyukcedir. Karaduzen, tezene ile değil parmak ucları ile calınmaktadır.
CURA
Bağlama ailesinin en kucuk sazlarındandır. 7-16 perdesi, 3-6 teli bulunmaktadır. Genellikle 6 telli olduğu gibi, 3 tek telli olanları ve ayrıca altta iki ortada iki ustte ise tek telli olanlarına rastlanır, hatta iki telli olanlarına da rastlanmıştır.
Bağlama ve Bozuk duzenlerine akort edilir. İki tellinin akort duzeni alt tel (La), ust tel (Re) uc telli olanların ise alttan uste doğru akortlanmaktadır. Kutahya yoresinde eskilerin parmakla caldığı Cura boyunda, oralarda adına Bağlama denilen bir saza rastlanır. Bu sazın diğerlerinden farkı sap uzerinde bir adet burgusunun fazla olmasıdır. Bu fazla burguya Dem Teli denilen bir tel takılır. Duzeni alttan uste doğru (La - Re - Re) olarak akortlanır. Dem teli'nin akordu ust telin bir oktav tizine cekilir. Bir başka duzen şekil de alttan uste doğru (La - Re- Fa) olarak akortlanır.
Burdur yoresinde de bağlama duzenine akortlanmış curaların tezene yerine parmakla ca-lındığı gorulmuştur.
Başından beri adlarını sıralayıp tanıtmaya calıştığımız Bağlama Ailesi sazlarının bazıları tek calınıp soylenmektedir. Bunlar icerisinden bir arada calınabilen bir aile daha oluşur. Onlara da takım halinde calınabilen Bağlama ailesi adı verilir.
Bu aileyi de şu şekilde sıralayabiliriz:
MEYDAN SAZI:La sesine akort edilir. Bağlama Ailesinin en buyuk sazıdır. Form boyu 52,5 cm. Sap boyu 70 cm, Tel boyu 112 cm., form eni ve derinliği 31,5 cm.dir.
DİVAN SAZI:Re sesine akort edilir.Meydan sazından dort ses tizdir.Form boyu: 49 cm.. Sap boyu: 65 cm.. Tel boyu: 104 cm., Form eni ve derinliği: 29,5 cm .dir.
BAĞLAMA:La sesine akort edilir. Meydan sazından bir oktav, divan sazından ise beş ses tizdir, adını alan ailenin temel sazıdır.Form boyu: 42 cm.. Sap boyu: 55 cm., Tel boyu: 88 cm. .Form eni ve derinliği 25 c m.dir.
TANBURA:Re sesine akort edilir. Divan sazından bir oktav, bağlamadan ise dort ses tizdir. Form Boyu: 38 cm, sap boyu: 50 cm.. Tel boyu: 80 cm.. Form eni ve derinliği 22.8 cm.
BAĞLAMA CURASI:La sesine akort edilir. Bağlamadan bir oktav, tanbura’dan ise beş ses tizdir. Form boyu: 26.5 cm.. Sap boyu: 35 cm.. Tel boyu: 56 cm.. Form eni ve derinliği: 15.5 cm.dir.
TANBURA CURASI:Re sesine akort edilir. Tanbura'dan bir oktav. Bağlama Curasından dort ses tizdir. Form boyu: 22,5 cm.. Sap boyu: 30 cm.. Tel boyu: 48 cm.. Fonu eni ve derinliği: 13,5 cm.dir
BAĞLAMA DUZENLERİNİN BAĞLAMAYA YAPMIŞ OLDUĞU ETKİLER
Bağlama icrasında on dokuz ayrı duzen tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu duzenlerin her biri bağlamayı değişik şekillerde etkilemekte ve 70 ile 125 kg.- kuvvetlik bir gerilim alıma sokarak, fiziksel yapısında bazı değişikliklere sebep olmaktadırlar.
Bir bağlamanın fiziksel yapısında 90 ile 100 kg.- kuvvetlik bir gerilik ve 500 ila 600 gr.- cm.' lik bir basınc normal kabul edilebilmekte ve bunun uzerindeki gerilim ve basıncı getiren duzenler bağlamanın fiziksel yapısını zorlayarak sapını one doğru kıvırmakta ve goğus denilen ses tablosunun cokmesine neden olmaktadırlar. Sapı kıvrılan ve goğus tablosu coken bir sazı calmak ise oldukca guctur. Normalin altında bir gerilim, basınc getiren duzenler ise. sazda istenilen tınıyı sağlayamadıklarından, kulağa hoş gelmeyen seslerin cıkmasına neden olmaktadırlar.Sazda devamlı bir denge sağlayabilmek icin, normalin altında gerilim ve basınc getiren duzenlerde, tel kalıklıklarında yuzde birden, yuzde beşe doğru teller kalınlaştırılmalı normalin ustunde gerilim ve basınc getiren duzenlerde ise, bunun tersi uygulanmalı yani. yuzde birden yuzde beşe kadar tellerin incesi takılmalıdır. Boylelikle, sazın devamlı olarak normal gerilim ve basınc altında bulundurulması sağlanacağından, sazın dengesi ve tınısı bozulmamış olacaktır.
- Saza normal gerilim ve basınc getiren duzenler: Bağlama Duzeni. Evic Duzeni. Mustezat Duzeni, Misket Duzeni. Sabahi Duzeni ve Bozuk Duzenidir.
- Nomalin altında gerilim ve basınc getiren duzenler: Ummi Duzeni. Huseyni Duzeni. Acemaşiran Duzeni. Huzzam Duzeni ve Kutahya Duzenidir.
-Nomalin uzerinde gerilim ve basınc getiren duzenler ise: Yeksani Duzeni. Zirgule Duzeni. Kayseri Duzeni. Cargah Duzeni. Segah Duzeni ve Sur Duzenidir. Her duzenin etkileri listeler halinde ileriki sayfalardadır.
TAR
"TAR" tel anlamına gelmektedir. Kopuzdan gelişen sazlarımızdandır. Mızraplı sazlar grubuna girer, genellikle bu sazımızla Azeri turkuleri calınır. Goğuste av tufeği gibi tutulup, mızrap ile calınan bu sazımız, gecmiş yıllara nazaran son yıllarda daha da cok rağbet gormekte ve daha cok icracı yetişmekle, onculuğunu ve hocalığını kıymetli sanatcı Doc. Dr. Şenel ONALDI yapmaktadır.
Azeri Turklerinin de folklor sazı olması nedeniyle İRAN da da yaygın bir şekilde calınmaktadır.Tarın kendine has guzel bir sesi ve 2,5 oktav ses sahası vardır.
Govde kısmı ortadan boğumlu, teknesi ağaclardan oyularak veya dilimli olarak yapılır. Uzerine yurek zarı ve ince deriler gerilir. Uzunca bir sapı vardır ve sapına, bağlamada olduğu gibi perdeler bağlanır, 3 cift ve 3 tek olmak uzere 9 teli vardır, 3 cifti icrada kullanılır, diğer 3 teki rezonans (ahenk) telleridir. Telleri celikten olup, beşli ve dortlu andıklara gore akort edilir. Alt tel DO. orta tel SOL, ust tel DO, ahenk telleri de bunlara gore akort edilir. Bin yılı aşkın bir maziye sahip olan bu guzel sazın mızrabı ise boynuzdan yapılmaktadır.
__________________