E. J. Hobsbawm - Milletler ve Milliyetcilik Program, Mit, Gerceklik, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2010.
On dokuzuncu ve yirminci yuzyıl tarihi denince akla gelen ilk isimlerden biri olan E. J. Hobsbawm, Milletler ve Milliyetcilik’te, milletin icadını, tam da yok olmaya başladığı bir tarihsel andan geriye bakarak anlatıyor. Kitap, artık milliyetciliğin tarihine ilişkin bir klasik haline gelmesinin yanında, bir Marksist tarafından milletlerin gelişimi uzerine yazılmış en iyi calışmalardan biri olma ozelliğini taşıyor.
Hobsbawm, milletin nesnel ya da oznel, sabit bir tanımının verilemeyeceğini cunku tamamen modern bir kurgu olduğunu ve surekli değişen bir yapısı bulunduğunu belirtiyor. Boylece milletlerin “hakiki” bir etnik temele dayanıp dayanmadığı tartışmasını bir kenara bırakıp, kavram olarak milletin politikadaki ve toplumdaki değişim ve başkalaşımlarının izini iki yuzyıl boyunca suruyor. Yazar milliyetciliği, siyasal ve milli birimlerin ortuşmesi gereğini savunan bir hat olarak tanımlayarak yola koyuluyor. Yaygın yaklaşımı izleyip İrlanda veya Polonya gibi ezilen milletlerden yola cıkmak yerine oncelikle Fransa ve İngiltere gibi en erken ulus devletleri ele alıyor ve bu milletlerin icadını aslında hic de bilmediğimizi gosteriyor. Bu noktada dilin rolunu etraflıca tartışan Hobsbawm, bu devletlerin kuruluş aşamasında halkın ancak kucuk bir azınlığının “milli” dili bildiğini ve milli/dilsel birliğin ancak bir lehcenin diğerlerine siyasal guc, zorunlu eğitim ve ekonomik zorla hÂkim gelmesiyle sağlandığını gosteriyor. Dolayısıyla milliyetcilik karşımızda, devlet iktidarının yanında, matbaa ve TV gibi teknolojik ve ulke pazarı gibi ekonomik gelişmelerin bir urunu olarak beliriyor ve tarihselleşiyor. Milletin sınırları icindeki nufusun farklı sınıflara ayrıldığını ve dolayısıyla aynı milli deneyime sahip olmadığını savunan Hobsbawm, bu noktada milliyetciliğin tarihinin hep yukarıdan yazıldığını hatırlatarak aşağıdakilerin milliyetcilik deneyimine de ışık tutuyor: Yazar, devletlerin ve elitlerin milli ideolojilerine bakarak geniş halk kesimlerinin deneyim ve duygularını anlayamayacağımızı, coğu insan icin milli kimliğin diğer tum kimliklerin ustundeki baskın kimlik olduğunu varsayamayacağımızı ve milli duyguların surekli değişim icinde olduğunu unutmamız gerektiğini vurguluyor. Hobsbawm, İkinci Dunya Savaşı’ndan sonra milli kimliğin bircok ulkedeki milli kurtuluş hareketleriyle birlikte solun cephaneliğine dahil olduğunu; ancak, gunumuzdeki ceşitli milliyetci yeniden doğuşlara rağmen artık milletleri aşan cok daha geniş kimliklerin zamanının geldiğini ve solun da kendisini bu yeni doneme hazırlaması gerektiğini soyluyor.
**Yukleme bana ait.
Format PDF. Boyut (4.40 MB). 231 Sf.
ISBN: 9789755390338
Alternatif Link: