• 19-07-2022, 22:17:17
    #1




    Guvencesizliği sadece ekonomi kategorileriyle duşunebilir miyiz? Yani yalnızca işsizlik, esnek calışma, duşuk ucretler ve sosyal guvenceden yoksunluk olarak algılayabilir miyiz? Yoksa Isabell Lorey'in tartışmaya actığı uzere ekonomik guvencesizlik hayatta kalma ve kendi kudretlerini gercekleştirme onundeki cok daha buyuk bir olanaksızlığın sadece bir boyutu mudur? Lorey, kırılganlık, kırılgan, kırılganlaşma ve kırılganlık hali gibi kavramları tam bu tartışmanın merkezine koyuyor. Lorey'e gore bugun icinde bulunduğumuz neoliberal koşullar, yonetim stratejileri ve dispozitifler, yaşam karşısında kırılgan hale gelen bizleri yeni bir ozneleşme surecine dÂhil ediyor. Ve bu yeni ozneleşme, kırılgan olma ve kırılganlaşma tehlikesi uzerinden bizi surekli sermayeye ve devlete boyun eğmeye zorluyor. Elbirliğimizin toplumsal kudreti yerine rekabetci, kendi kendini piyasaya sunmayı dayatan bireyselci tepkilerimizi orgutluyor. Kırılganlık ve onun ekonomik tezahuru olan guvencesizlikten duyulan korku ve kaygı hepimizi kuşatıyor. Oyle ki kırılganlıktan ve guvencesizlikten, hukumetlerin başarıyla uyguladıkları guvenlik onlemlerinden ve şiddetten kacınmak icin ya yonetebileceğimiz alanlarımıza, orneğin aileye sığınıyor ya da kurucu olmayan tepkisel eylemliliklere girişiyoruz. Lorey ise kırılganlık halini bir kader gibi ya da dışarıdan kaynaklı bir mağduriyet gibi yaşamayı reddetmenin otesine gecmeyi ve kuruculuğu onceleyen bir toplu cıkış (exodus) yaratmayı oneriyor.

    (Tanıtım Bulteninden)





    Ceviri: Nurhayat Koklu

    Sayfa Sayısı: 136

    Baskı Yılı: 2016

    Yayınevi: Otonom Yayıncılık

    ISBN: 9789756056813







    Aranabilir PDF + 1.3 MB

    Mediafire


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.