Jurgen Kuczynski - İşci Sınıfı Tarihi
E Yayınları, 1. Basım, 1968
Sanayi Devriminin yol actığı en buyuk karışıklıklardan biri, yeni bir emekciler sınıfının ortaya cıkışı olmuştur. Tarihte ilk olarak «kole» sozunun tersi anlamda bir hur insanlar topluluğunun uretim araclarına sahip olmaksızın, elleriyle calıştığı goruluyordu. Gundelikcilerin, ya da sanayi oncesi devrin zanaatcılarının tersine, emeğinden başka arz edecek bir şeyleri olmayan bu kimseler yığınlar halinde şehirlere koştular; kendilerini, makinanın yarattığı işler konusunda birbirleriyle rekabet halinde buldular.
Bu devrime yol acan teknik buluşları inceledikten sonra. Profesor Kuczynski bu yeni şehir proletaryasının yaşama şartlarını anlatıyor: Ailelerin gurbete duşmesi, yoksulluk, eve ve atelyeye tıkılmış olarak yaşama zorunluluğu ve en kotusu de, işci sınıfının toplumun kalan kısmının karşısında gitgide tek başına kalmasına yol acan eğitim yetersizliği. Bundan sonra da, bu yalnızlığın işci sınıfı arasında zamanla nasıl, sendikacılığın gelişmesine yardımcı olan bir bilinclenme sağladığını anlatıyor.
Kitabın en dikkate değer yanlarından biri de, ceşitli ulkelerin tarihî gelişme cizgilerinin karşılaştırmalı bir şekilde incelenmesidir. Tipik ornek olarak sanayileşmenin ilk once geliştiği ve nufusu yuksek bir artış hızı gosteren İngiltere'yi ele alan yazar,bu ulkenin o gunku şartlarıyla koylu hayatının yarı - feodal geleneklerini uzun bir zaman surduren diğer Avrupa ulkelerini ve pek yuksek olan toplam nufusun beşte biri kole sayısının gercek bir işci sınıfının doğmasını XIX yuzyılın son otuz yılına gelinceye kadar onlemiş olduğu Birleşik Devletler'in ozel durumunu karşılaştırmalı olarak inceliyor.
E Yayınları, 1. Basım, 1968
Sanayi Devriminin yol actığı en buyuk karışıklıklardan biri, yeni bir emekciler sınıfının ortaya cıkışı olmuştur. Tarihte ilk olarak «kole» sozunun tersi anlamda bir hur insanlar topluluğunun uretim araclarına sahip olmaksızın, elleriyle calıştığı goruluyordu. Gundelikcilerin, ya da sanayi oncesi devrin zanaatcılarının tersine, emeğinden başka arz edecek bir şeyleri olmayan bu kimseler yığınlar halinde şehirlere koştular; kendilerini, makinanın yarattığı işler konusunda birbirleriyle rekabet halinde buldular.
Bu devrime yol acan teknik buluşları inceledikten sonra. Profesor Kuczynski bu yeni şehir proletaryasının yaşama şartlarını anlatıyor: Ailelerin gurbete duşmesi, yoksulluk, eve ve atelyeye tıkılmış olarak yaşama zorunluluğu ve en kotusu de, işci sınıfının toplumun kalan kısmının karşısında gitgide tek başına kalmasına yol acan eğitim yetersizliği. Bundan sonra da, bu yalnızlığın işci sınıfı arasında zamanla nasıl, sendikacılığın gelişmesine yardımcı olan bir bilinclenme sağladığını anlatıyor.
Kitabın en dikkate değer yanlarından biri de, ceşitli ulkelerin tarihî gelişme cizgilerinin karşılaştırmalı bir şekilde incelenmesidir. Tipik ornek olarak sanayileşmenin ilk once geliştiği ve nufusu yuksek bir artış hızı gosteren İngiltere'yi ele alan yazar,bu ulkenin o gunku şartlarıyla koylu hayatının yarı - feodal geleneklerini uzun bir zaman surduren diğer Avrupa ulkelerini ve pek yuksek olan toplam nufusun beşte biri kole sayısının gercek bir işci sınıfının doğmasını XIX yuzyılın son otuz yılına gelinceye kadar onlemiş olduğu Birleşik Devletler'in ozel durumunu karşılaştırmalı olarak inceliyor.