
Ve yine kararda; "Bu kapsamda kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması amacıyla hukukumuzda, anayasa ve 6284 Kanun başta olmak üzere bir çok düzenlemenin bulunmakta olduğu, bu düzenlemelere dayalı uygulamaların da belirlenen plan dahilinde hayata geçirildiği anlaşılmaktadır." denildi.
Sözleşme 11 Mayıs 2011'deİstanbul'da imzaya açılması nedeniyle İstanbul Sözleşmesi olarak anılıyor. Tam açılımı, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi. Türkiye sözleşmeyi ilk imzalayan ve parlamentosunda ilk onaylayan ülke olmuştu. Ancak 20 Mart 2021 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile sözleşme feshedildi ve konu yargıya taşındı.
Kadın dernekleri ve çok sayıda baro olmak üzere iptal isteminin reddini istediler. Önce yürütmeyi durdurma talebini görüşmüştü Danıştay 10. Dairesi ve bu talebi reddedilmişti. Oradaki gerekçede de şöyle denilmişti; Yürütme yetkisinin anayasa gereğince Cumhurbaşkanı'na ait olması, milletler arası anlaşmaların feshedilmesinin yürütme yetkisine ilişkin olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne milletler arası anlaşmaların feshedilmesine ilişkin olarak anayasa ve kanunlarda herhangi bir görev veya yetki verilmemiş olması gerekçesiyle yürütmeyi durdurma talebi de reddedilmişti. Sonrasında da dava esastan görüşülmeye başlandı.
İlk oturum 28 Nisan'da yapılmıştı. Ardından bu oturumlar 7-14 ve 23 Haziran tarihlerinde yapıldı. Ve Danıştay savcıları sözleşmeden çekilme kararının anayasaya aykırı yönünde görüşte bildirmişti. Ancak Danıştay nihai kararını verdi.
Petroldeki dalgalı seyir devam ediyor: Türkiye'nin elini güçlendiren keşifler! Ormanda kaybolan Şehmus Ele'den haber geldi Dünyanın en ölümcül canlısı! Sivrisineklerin hangi insanları daha çok ısırdığı keşfedildi Haluk Bayraktar CNN'e konuştu: Asla böyle bir şey yapmayız!