"Yersizliğin iki farklı cağrışımı bulunuyor. birincisi şu: Her yorum, bir "şey"e yoneldiği surece, bir "yer"e de yoneliyor demektir. Bunun tam tersini soylemek de doğru sayılacak: Yorumun bir "yer"den kaynaklandığı... Ancak yine iki durumda da "yer"den soz etmek aynı anda sınırlardan soz etmek anlamına geliyor: "Yer"in sınırlarından... Sınırlardan soz etmek ise sınır dinamiğinin yarattığı bicimde "ote"lerden de soz etmektir: Gecirgenlikten konuşmaktır ki, o gecirgenlik de "yer" kavramını, "yersiz"liğe doğru surukler; orayı dışarısı ile birlikte, bir "kendine yabancılık" mekanı kılar. "Yersiz"liğin ikinci cağrışımı, bir toplumsal uzlaşımın sonucu olarak, pek de olumlu bir anlam icermez: Bu "yersiz" durum, "tutarlılığın" yitirildiği ve konunun (artık bir daha toparlanamayacak bicimde) dağılıp gittiği imasını icinde taşır. Boylece, "Konunun tutarlılık noktası nedir? " sorusu gundeme geldiğinde, "yersiz"liğin olumsuzluğu da kendiliğinden gundeme gelecektir. Oysa o "tutarlılığın" kodlanmış bir "şey" olduğunu vurguluyorsak, yorumların da "yersiz"leşmesi gerekecektir ve olumsuzluk yerini olağanlığa bırakacaktır: "Yersiz"lik, olağan bicimde olumsuzdur. Fakat, bir kodlamaya karşı olumsuzdur; bu olumsuzlama da, "gercek durumdan" soz edilmediği, kodlamalar icinde kalındığı zamanlarda doğmaktadır.
Emre Zeytinoğlu - Sanat Uzerine Yersiz Yorumlar
Sanat Kitapları0 Mesaj
●9 Görüntüleme
- ReadBull.net
- E-Kitap Forumları
- Sanat Kitapları
- Emre Zeytinoğlu - Sanat Uzerine Yersiz Yorumlar
-
19-07-2022, 12:32:56
"Yersizliğin iki farklı cağrışımı bulunuyor. birincisi şu: Her yorum, bir "şey"e yoneldiği surece, bir "yer"e de yoneliyor demektir. Bunun tam tersini soylemek de doğru sayılacak: Yorumun bir "yer"den kaynaklandığı... Ancak yine iki durumda da "yer"den soz etmek aynı anda sınırlardan soz etmek anlamına geliyor: "Yer"in sınırlarından... Sınırlardan soz etmek ise sınır dinamiğinin yarattığı bicimde "ote"lerden de soz etmektir: Gecirgenlikten konuşmaktır ki, o gecirgenlik de "yer" kavramını, "yersiz"liğe doğru surukler; orayı dışarısı ile birlikte, bir "kendine yabancılık" mekanı kılar. "Yersiz"liğin ikinci cağrışımı, bir toplumsal uzlaşımın sonucu olarak, pek de olumlu bir anlam icermez: Bu "yersiz" durum, "tutarlılığın" yitirildiği ve konunun (artık bir daha toparlanamayacak bicimde) dağılıp gittiği imasını icinde taşır. Boylece, "Konunun tutarlılık noktası nedir? " sorusu gundeme geldiğinde, "yersiz"liğin olumsuzluğu da kendiliğinden gundeme gelecektir. Oysa o "tutarlılığın" kodlanmış bir "şey" olduğunu vurguluyorsak, yorumların da "yersiz"leşmesi gerekecektir ve olumsuzluk yerini olağanlığa bırakacaktır: "Yersiz"lik, olağan bicimde olumsuzdur. Fakat, bir kodlamaya karşı olumsuzdur; bu olumsuzlama da, "gercek durumdan" soz edilmediği, kodlamalar icinde kalındığı zamanlarda doğmaktadır.