• 19-07-2022, 11:39:01
    #1


    "Frigo, buz; leblebi, cekirdek, gazoz ..." İlk genclik yıl*
    larını 1960'larda yaşayanların belleklerinde, evden taşman
    minderlerin yumuşattığı tahta iskemleler uzerinde bahce
    sinemalannda gecirilen saatlerin anılarını canlandıracak bir
    tekerleme. Bu yıllar, her turden sinema salonunun onunde
    uzayıp giden kuyruklar, aile matineleri, karaborsa biletler,
    hep birlikte atılan heyecan cığlıktan ya da alkışlarla zen*
    ginleşen bir sinema evreni yaratmışh Turkiye'de.
    Batilı ulkelerde, yirminci yuzyılın ilk yansını kaplayan
    surec Turkiye'de 1950'lerden başlayarak 1970'lerin ilk yıl-
    lanna dek surdu. Seyirci, salon, Jilm yapım sayılan hızla
    arttı, sinema gunluk: yaşamın aynlmaz bir parcası haline
    geldi. Turkiye yıllık jilm yapım sayısı acısından kendinden
    umulmayacak bir bicimde ilk sıralara yukseldi, ABD, Ja*
    ponya, Hindistan ve Filipinler'le adeta rekabete girdi Aynı
    donem icinde salonlarda gosterilen yabancı jilmlerin sayısı
    da benzer bicimde arttı. Ancak, sinema Turkiye'de her
    zaman "ucuz" oldu. Bilet fiyattan ve yapım maliyetleri acı*
    sından ortaya cıkan bu ucuzluk, ithal edilen ya da yapılan
    filmlerin niteliğini belirlerken; halkın ucuz eğlencesi olarak
    tanımlanması da sinemanın kulturel ve sanatsal sta*
    tusunun ıızun zaman en alt duzeyde kalışına neden oldu.
    Yerli filmciliğin kendi itibannı kanıtlama konusundaki ba*
    şarısızlığıyla yeni rakiplerin ortaya cıkışı birleşince Turk si*
    nemasının bugun icinde bulunduğu durum kacınılmaz hale
    geldi.
    Bir donem geniş kitlelerle sıkı ve derin bir bağ kuran
    Turk sineması, beş bini aşan sayıda film uretmiş bu*
    lunuyor...
    [B]Boyut: 5 Mb
    Bicim: Pdf, Tıpkı cekim
    Link:
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.