Hattat, yazıyı yazmaya başladığı andan itibaren ibadet halindedir
adeta. Kamış kalem, kağıdın uzerinde, bir eli gokyuzune, bir eli
yere acılmış, pervane gibi donen bir semazendir artık. Kalem
yol alırken kağıt uzerinde zaman coktan anlamını yitirmiştir. Dun,
bugun ya da yarın ... "Hic" yazılırken bir hictir artık. Besmeleler,
goklerden inen "Anka Kuşu" gibidir. Derin sularda yuzer "vav"
kayıkları ... "Zaman" kıvrılır, bukulur, gelir el pence divan durur
hattatın onunde "edeb ya hu" diye ...
Bir aşk ve meşk sanatıdır Husn-i hat.
(Kitaptan)
Alıntıdır. Tarih ve Tabiat Vakfı Yayınları, (TATAV), 2003.
Yararlı olması dileğiyle.