• 19-07-2022, 11:30:42
    #1


    Her zaman bir şeyin bir yuzeyi vardır, bir de yuzeyin
    altında olan tumuyle bambaşka bir şey vardır. Tıpkı donup
    duran ama bizim goremediğimiz elektronlar gibi. Filmlerin
    yaptığı şeylerden biri de size bu celişkiyi gostermektir.


    David Lynch (Lynch on Lynch, Faber and Faber, Londra 1997)

    Alıntıdır
    Mitoslar, kurgusal ve doğaustu varlıkları ve olayları iceren geleneksel oykulerdir; bir “mecazi ya da temsili anlam” cağrıştıran konularıyla alegorik ve simgesel anlatılardır. Doğal ve toplumsal olaylar, yaşamın ceşitli olguları hakkında toplumda oluşan populer goruşler, mitoslarda dile getirilmiştir. Filmler de tıpkı mitoslar gibi, yaratıcısının kişisel etkisini farklı insanların zihnine taşıyan kolektif, toplumsal urunlerdir. Bu nedenle, mitosların hem yapısal hem de psikolojik işleyişlerini acıklayan kuramlardan yola cıkarak sinemayı “modern mitoloji” olarak değerlendirmek mumkundur. Jung, Eliade ve Gaster gibi mitoloji konusunda yetkin araştırmacıların ve ozellikle Joseph Campbell’ın calışmaları, bu alanda yol gosterici olmuştur, olacaktır. Aslında sinema, tarihsel olarak dramanın bir devamıdır. Kendine ozgu klasik temellere sahip olan drama, ozunde yazınsal bir tur olduğu icin, mitoslardaki tematik ve orneksel yapı, dramanın ekrana yansımış bicimi olan filmlerde de kendini gosterir. Sinema yalnızca modern mitoloji olmakla kalmaz, kendi kokenini de mitolojide bulur.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.