hurrem sultan, hamam sefası, ayşe arman roportajın bir bolumunu, resimler, bilgiler, ile ilgili bilgileri burada bulabilirsiniz




Sevgili melekler,
Muhteşem Yuzyılın Hurrem Sultanı gectiğimiz gunlerde hamam sefası yaptı.Gazeteci Ayşe Arman'la yapılan roportajı ,hamam sefasında cektikleri resimler eşliğinde sizlere sunuyoruz...




İcimde bir his var Turk sevgilim olacak

Pırıl pırıl, guneşli bir gun.

Ayasofya, turistten yıkılıyor.

Biz hamamdayız.
Kanuni’nin Hurrem Sultan’a ozel yaptırdığı hamam.
Ne kocalar var hayatta!
Mimarı, Buyuk Sinan. Buyuk iş becermiş. Şahane bir yer yapmış.
Tam meydanda.
Baştan aşağı restore edilmiş.
Orijinal hali korunmuş, etrafı da kafe.
Bir yer bu kadar mı guzel olur.
Roportaj filan ucuyor aklımdan, yıkanmak istiyorum ben burada.
Belki ‘Muhteşem Yuzyıl’ın Hurrem’i Meryem Uzerli’yi de ikna ederim, birlikte yıkanırız.





Arkadaşım Cem Talu fotoğrafları cekecek.
“Mumkun değil ikna edemezsin. Hurrem’e kaftandan başka bir şey giydirmezler” diyor.
“Bu sıcakta ne kaftanı ya!” diyorum, “Hamam burası, bizi peştamal paklar!”
O arada Ayşe Barım geliyor.
Yalvarıyorum: “Ayşecim, hamamda ağır kıyafetlerle cekim komik olur. Gel biz bunu, hamam kıyafetleriyle yapalım?”
Guluyor.
“Ayşe, daha Meryem’le tanışmadın bile, kabul edecek mi etmeyecek mi nereden biliyorsun? Belki de etmez?”
“Sen deli misin!” diyorum, “Anlaşmama şansımız yok. Ben onun Turkiye şubesiyim. O da yarı Alman, ben de. O Turkce bilmiyor, ben Almanca. Ama ikimiz de, Turk-Alman karışımı olduğumuz icin acayip iyi anlaşacağız, eminim?”
“Ve soyunacaksınız oyle mi?”
“Tabii ki!”
Ve birazdan Meryem geliyor.
Sıcacık. Dunyanın en tatlı, en doğal kadını. Bizdeki ‘cakallık’ onda hic yok, hesap-kitap sıfır. İcinden nasıl geliyorsa oyle. Ayrıca, kızın hakkını yemişler, bunun neresi tombik!
Biz, Ayşe Barım’ın ağzından girip burnundan cıkıyoruz, ustumuzdekilerden kurtulup gobek taşına kuruluyoruz, gule oynaya bu fotoğrafları cekiyoruz.
Dizinin yapımcısı Timur Savcı’nın da insafına sığınıyoruz.
Hicbir fenalık yoktu, cok eğlendik, bence estetik de oldu. Sizin de ses cıkarmayacağınızı duşunuyorum.
Ne bicim bir ulke olduk biz, peştamalle poz vermenin neresi kotu, her şeyden korkar hale geldik.
Lutfen uzerimize gelmeyin.
O hamama da mutlaka gidin, şahane bir yer, tuvaletler filan enfes, alaturka tuvaletlerin orijinal hali korunmuş, uzeri cam kaplanmış, cok cok guzel.
Son bir şey daha, Meryem burada yalnızlık cekiyor, onumuz de yaz, havada aşk kokusu, inşallah aklı başında bir Turk erkeğine aşık olur da, İstanbul’un tadını cıkarır?


Biz seni her hafta ‘Muhteşem Yuzyıl’da seyrediyoruz ama aslında fazla tanımıyoruz. Hikayen nerede başlıyor?
- Almanya’da doğdum. Annem Alman, adı Ursula, babam Turk, adı Huseyin. Babam İstanbul Fatih’te doğuyor. Butun sulalesi İstanbullu.


Peki Almanya ne alaka?
- Cunku babamın babası, yani dedem, Almanya’ya gidiyor. İşci olarak. Dort cocuğu var, babam en buyuğu. Babam da askerliğini yaptıktan sonra, babasının yanına gidiyor. Universite okuyacak.

Olay nerede geciyor?
- Kassel. Kassel, Almanya’nın tam ortasında 300 bin nufuslu bir minik şehir. Frankfurt’a yakın. Orayı seviyor, kalmaya karar veriyor. Sosyal bilimler ve felsefe okuyacak. O arada amcam Yalcın da geliyor. Ve kader ağlarını oruyor. Annem once amcamla tanışıyor, sonra babamla ve babama aşık oluyor.


ucankuş