• 18-07-2022, 22:07:17
    #1
    Cıdam Yayınları, 1. Baskı, 1992, pdf + epub


    Cuma mektupları ne bir siyaset kuramı, ne de bir siyasi receteydi. Sadece Musluman olarak aynı yeri paylaşan insanların bu paylaşımdaki rollerini hatırlatmayı ustlenmiş metinlerdi. Gercekten balığı yakalamış olan varsa ağı veya oltayı bir kenara fırlatıp atabilir. Cuma Mektupları, bu yazarın butun kaleme aldıklarında olduğu gibi bir kalıcılık, surekli referans kaynağı olma endişesi gutmuyor ve boyle bir iddiayı ustlenmiyor. Kasten kacınıyor bundan. Yazılanların bir kez bile, bir tek işe yaramış olması onun yazılışına yeterli mazereti sağlamış olur. Cuma Mektupları'nın bir siyaset kuramı veya bir siyasi recete olmayışı bu mektupların zaman zaman icinde bulunduğumuz olayların bir yonune ışık tutmak, zaman zaman da cok uzun vadeli sosyal, tarihi, siyasi oluşumları uzerimizdeki etkilerine gonderme yapmak gibi ikili bir tutumu benimseyişiyle belirgin kılınabilir. Gectiğimiz uc yıl icinde olanları gormezlikten gelmedik ve herşeyin olanlardan ibaret sayılamayacağını gorme cabasına daldık. Cuma Mektupları bir yolculuktu. Nasıl bir yolculuk? Bu soruyu yolcuların kimler olduğunu, hangi nitelikleri taşıdıklarını bilmek suretiyle cevaplandırabiliriz. Bu yolculuk bir işe yaradı mı? Yaradıysa hangi işe yaradı?


    İnsanın yeryuzundeki macerası isabetli olarak yolculuklarla simgeleştirilmiştir. Modern insan İbrahim aleyhisselÂmın manevi yolculuğunu, Odiseus'un İtaki'ye gidiş ve oradan donuşuyle anlam kazanan yolculuğunu ve Faust'un şeytanla yaptığı pazarlık sonucu yaşadığı yolculuğu icselleştirdi. Modern insanların birbirlerinden farkları bu yolculuklardan hangisini hangi yoğunlukta yaşadıklarıyla izah edilebilir. Biz Muslumanların diğer butun modern insanlardan daha imtiyazlı bir mevkie sahip oluşumuz da hem yukarıda saydığım yolculukları yaşama şanlarına sahip oluşumuz ve hem de mir?ac gibi bir yolculuktan haberdar olma, hacc yolculuğunun anlamına vakıf olma ustunluklerine birer imkÂn olarak sahip oluşumuzla acıklanabilir.
    Sozu burada Yunan şairi Konstantin Kavafis'e bırakmak istiyorum. Cunku o İtaki adlı şiirinde en azından dunyevî yolculukların anlamına bir yorum getirmiştir. Bundan yararlanılabileceğine inanıyorum:


    İtaki'ye doğru yola cıktığın zaman
    yolunu uzatmaya bak
    seruvenler, bilgilerle uzasın yolun.
    Lestrigonlar'dan ve Kikloplar'dan
    Azgın Poseidon'dan korkma.
    Bunları gormeyeceksin zaten, duşuncen
    soylu ise ve seckin bir duygu
    dolmuşsa ruhuna ve govdene.
    Lestrigonlar, Kikloplar
    ve Azgın Poseidon, cıkamaycak karşına
    onları ruhunda taşımıyorsan
    ruhun onları cağırmayacaksa.
    Yolun uzasın.
    Nice yaz şafaklarıyla beraber
    ilk gorduğun limanlara
    -coşkuyla, sevincle- varmak icin;
    durup Fenike carşılarından
    has mallar almak icin
    sedefi ve mercanı, abanoz ve kehribarı
    ve heryana gonlunce sacabileceğin
    başdondurucu kokuları;
    sonra Mısır kentlerini gormek icin
    bilgelerden, bilgiler dermek icin
    yolunu uzatmaya bak.
    İtaki hep aklında olsun.
    Amacın orasıdır ve oraya gidiyorsun.
    Ama gerek yok ayağını cabuk tutmana,
    yıllarca surmelidir bu gezi,
    oyle ki yaşlanıp o adaya vardığında,
    yolda kazandıklarınla zaten zengin,
    İtaki'den zenginlik beklemeyesin.
    İtaki eşsiz bir gezi sağladı sana,
    O olmasa yola cıkmayacaktın
    onun vereceği birşeyi yoktu başka.
    Ve şimdi sen onu yoksul buluyorsan,
    İtaki aldatmış değildir seni.
    Artık sen bir bilgesin, bunca deneyden gectin
    İtakiler ne demektir artık bilirsin.


    epub:
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.

    pdf:
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.