• 18-07-2022, 22:02:26
    #1
    Sultan II. Mahmut zamanında bir Halet Efendi varmış. Pek kurnaz, pek zalim ve hırslı bir adam imiş. Boyleyken, saray efradı arasında tanıdığı, seveni cokmuş. Sozu dinlenir, dileği yerine getirilirmiş. Oyle ki, koskoca sadrazam bile onun kadar hukumet işlerinde etkili olamazmış. Nice, devlet adamının canına okumuş, surdurmuş, katlettirmiş, gorevinden aldırtmış.

    Aynı zamanda şairliği de olan ve hatta kendisinden geriye bir divan da kalmış bulunan Halet Efendi, pek cok şairi, sanat ve ilim adamını korumasına da almışmış. Ancak, duşmanı ve muhalifi olanın vay haline!

    Bir gun, konağının bahcesindeki incir fidanlarının soktuğunu goren hazırcevap bir dostu kendisine şoyle demiş:
    'Aman muhterem! Atmayınız o incir ağaclarını, lazım olur size, birinin ocağına dikersiniz.'

    İşte bu Halet Efendi de, her fani gibi gecip gitti. Ardından iyi soyleyenler olduysa da, kotuluğunu gorenlerin soyledikleri daha ağır bastı. Onlardan biri de Arif Paşa'dır ki, Halet'in olumu ardından şu meşhur dizeleri soylemiştir:

    'Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur;
    Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubur.'

    Turkce'nin, deyimler yonuyle zengin bir hazineye sahip olduğu şuphesizdir. Hepimiz konuşmalarımızda ve yazılarımızda bu hazineden faydalanırız, ama coğumuzun, kullandığımız deyimlerin kaynağından habersiz olduğu da bir gercek. Bunun en onde gelen sebeplerinden biri, bu deyimlerin ilk kullanıldığı durum ve olayların oykulerine ulaşabileceğimiz derli toplu bir calışmanın hali hazırda bulunmayışıdır. İşte 'Deyimler ve Oykuleri' dizisi bu sahadaki eksikliği gidermek amacıyla hazırlandı. 'İkinci Oyku Dizisi' okuyucularını, merakla izlenecek, neşeli bilgilerle dolu bir yolculuğa cağırıyor.

    Bicim:Pdf
    Boyut:2.44 mb
    Link:
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.



    İstanbul, 2008
    ISBN : 9799752610681