Étienne Balibar, Yurttaşlık, cev. Murat Erşen, MonoKL, Mayıs 2016, 156 s.
[Arka kapaktan]
Demokrasinin demokratikleştirilmesi surekli bir donuşumu anlatır ve fiili siyasi pratiklere gore bir farkı belirtir. Siyasi pratikleri, mevcut kuramlardaki demokrasi eksikliği ile acıkca yuz yuze gelecek ve onları az cok kokten donuşturecek şekilde yerinden eden bir “diferansiyel”dir [farklılaştırıcıdır]. Etkin yurttaş bu donuşumun failidir. İşte bu nedenle her zaman ayaklanma ve devrim kavramlarıyla bir bağı muhafaza eder, sadece kurumsal surekliliği kesintiye uğratan şiddetli ya da barışcıl basit bir “olay” anlamında değil ama bicimleri ve hedefleri değişken tarihsel koşullara bağlı durmadan yeniden başlayan bir surec anlamında boyledir bu. Surekli bir donuşum olmaksızın, anı, mit ya da propaganda aracı olmak dışında, oylece hakiki bir demokrasi yoktur. Ama boyle bir donuşum de sınırları ve tanınan kurumsal bicimleri ihlal etmelidir. Claude Lefort’un (1981) ifadesiyle bir “demokratik icat” barındırmalıdır.
*
Bir toplumun ya da (kapitalizm gibi) bir ekonomik sistemin, kendileri demokratik olmayan, hatta antidemokratik olan yollarla ya da usullerle demokratik donuşumu kokten bicimde imkÂnsızdır. 20. yuzyılda komunizmin ve sosyalizmin trajik tarihinin (ve dolayısıyla, siyasi ihtilafın “devlet” karşısında bir “karşı-devlet” kurduğu bir orgutlenme teorisi ve pratiği sayesinde yeniden simetri kazandığı “proletarya diktatorluğu” uzerine tartışmaların) ve de antiemperyalist ulusal ozgurluk hareketlerinin verdiği ders budur. Boylece şu fikir yeniden kendini dayatır: Siyasi bir guc ya da hareketin toplumu demokratikleştirebilmesinin koşulu, bunların kendilerinin hem hedefleri hem de icsel işleyişleri bakımından, karşı cıktıkları sistemden daha demokratik olmalarıdır.
Étienne Balibar
Alıntıdır • PDF-cs • 2.56 MB
***