Yayımlandığında cok tartışılan bu kitabında Clastres, "devletsiz olmak ya da olmamak" sorunsalına yeni katkılarda bulunur.
Clastres icin devletsiz yaşamak yalnızca mumkun değil, gereklidir de. Buradan hareketle, Batı kulturunun kendi gelişmesini temel
alarak oluşturduğu "devleti mutlaklaştırıcı, evrimci" modeli tersyuz etmeyi dener ve ilkel toplumlara yeniden bakar.
Clastres'a gore bu toplumlar "kuralsız ve kralsız"; ihtiyac
kadar uretimin yapıldığı, "kazananın ve kaybedenin olmadığı", yarışsız toplumlardır... İktidar şeften topluma değil, toplumdan şefe doğrudur. Şefler emir vermeyen, guzel konuşmak ve bonkor olmak zorunda olan, gucten ve yetkiden yoksun kişilerdir. Şefleşmeye kalkışan şefler terk edilmektedir... İktidar olmaya yonelik "calışmak" yerine "tembellik" yeğlenmektedir; ...toplum zamanını amacsız bir calışmaya ayırmak gibi bir 'delilik' yapmaz; bunun yerine oyun, dans, eğlence, dinlenme gibi daha 'akıllıca' amaclara... yonelmektedir.
Bu niteliklerin karşıtlarını barındıran toplumlarda ise devlet gorulur. Demek ki ders alması gereken birileri varsa, bunlar ilkeller değil, onlardan cok şey oğrenebilecek olan "uygar"lardır... Clastres "gelişimci" tarih anlayışını yadsıyarak devletin toplumsal yaşam icin zorunlu olmadığını gostermeye yonelir. Amacı, (siyasal) değişmeyi değil, (siyasal) değişmemeyi acıklamaktır: Gunumuze dek varlıklarını surdurerek gelebilmiş devletsiz ilkel toplumlar var; demek ki değişmeme mumkun! Bu anlamda "tarihi olmayan halkların tarihi... devlete karşı mucadelelerin tarihidir."
Pierre Clastres - Devlete Karşı Toplum
Ayrıntı, 1991, 176, Mehmet Sert-Nedim Demirtaş, Sosyoloji, İnceleme