Turk Edebiyatında Mesnevi

"Turkler, Uygurlar doneminde temelini atıp şiirlerinde kullandıklar? ve “aa, bb, cc” şeklinde kafiyelendirdikleri şiir yapısıyla Arap edebiyatında gordukleri mesnevî formu arasındaki paralellikten dolayı, bu tarz şiiri hic yabancılık cekmeden kullanmışlar, hatta daha da geliştirip olgunlaştırarak tam bir sentez oluşturmuşlardır. Bu da Turklerde mesnevî formunun Fars mesnevîlerinden değil, bizatihi Uygur donemi Turk şiiri ile Arap şiirinden esinlenerek kullanılmış olabileceğini gostermektedir. Cunku İslÂmiyet’i kabul eden Turkler, ilk donemlerde hem Araplarla daha cok icli dışlı olmuşlar hem de onlarla birlikte ve yan yana yaşamışlardır. AbbÂsî edebiyatının oluşmasına ise katkı sağlamışlardır. Bunun yanında kendi edebî geleneğinde olan şiir tarzına benzeyen bu formu Arap ve Fars edebiyatında goren Turk dilli olup da Arapca ve Farsca şiir soyleyen şÃ‚irler, buna zorluk cekmeden adapte olmuşlar, Turkcenin yanında Arapca ve Farsca ceşitli mesnevîler de kaleme almışlardır. Ayrıca bu nazım şeklinin gelişip tekÂmule ulaşmasında onemli katkılar sağlamışlardır. Nitekim her ne kadar Fars edebiyatında tertip bakımından yetkin ilk mesnevî Firdevsî tarafından yazılmışsa da onu şekil, vezin, tertip ve muhteva bakımından mukemmel hÂle getiren Turk asıllı Genceli NizÂmî olmuştur. Ozellikle edebiyat nazariyecilerinin mesnevînin duzenleniş şeklini belirlerken NizÂmî’nin ilk defa oluşturduğu “hamse”sinde yer alan mesnevîlerine bakarak tespit etmeleri bunu gostermektedir. Aynı şekilde kendine “Hindistanlı Turk (Turk-i HindistÂn&#238” diyen Emîr Husrev-i Dihlevî’nin de Hindistan coğrafyasında kaleme aldığı mesnevîleriyle bu nazım şekline ceşitli yenilikler sağladığı gorulmektedir. Ayrıca bu iki şÃ‚ir; Turk, Fars ve Hind asıllı şÃ‚irler uzerinde etkili olmuş, eserleri ornek olarak alınmış ve bircok benzeri oluşturulmaya calışılmıştır. Hatta ozellikle NizÂmî’nin mesnevîlerinde konularına gore sectiği vezinler de aynen kabul gormuştur. Butun bunlar Turklerin edebî geleneklerinde var olmasından dolayı aşina oldukları mesnevî nazım şekline hic zorluk cekmeden uyum sağladıklarını, onu Arapca, Farsca ve Turkce kaleme aldıkları şiirlerinde kullandıklarını, ona ceşitli yenilikler getirerek hassaten Anadolu’da verilen orneklerle tam anlamıyla kendileştirdiklerini gostermektedir."

Doğu Kutuphanesi, 2. Baskı, 2014

ALINTIDIR

Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.