Kimileri, gonullerini dunya sevgisinden kurtarmaya, bir koşede kuru başlarıyla yaşamaya bakarlar. Bunlar, cokluk, daha korpe yaşlarda, pilleri bitmiş kişilerdir. Denizlere, ormanlara; dağlara, ırmaklara, ciceklere, hayvanlara, gulmeşeker insanlara başlarını dondurup bakmazlar. Onlara "Hudey, hudey dostlar, hudey" diye seslenmek istemezler.
Oysa, doğanın kutuğunu eşelemekte, sevgi odaklarının haritasını cıkarmakta buyuk bilim, buyuk mutluluk vardır. Cunku kuşlar, cunku ağaclar, cunku ırmaklar, cunku cicekler, Tanrı'nın gunu, bize beş bin altınla selamlarını yollar. Eskiler, peşkirlerin adlarına bile gul kokuları, narlı bahceler, gelin başları, bulbul cicekleri, "Sev beni" cığlıkları ve de menevişler boca etmişlerdir. Nerdesiniz? Ne yapıyorsunuz?
Bahcelere dalıp, ya da yolunuz ustundeki bir yeşilliğe yaslanıp karanfilleri, leylakları, gulleri, sumbulleri, mustafaciceklerini, tilkişenleri, yaseminleri, hanımellerini seyre durursanız icinizi koyu erguvaniler, kanarya sarıları, tirşeler, al ebruliler, vanilya morları, sutbeyazı, tarcın kırmızıları, hunnabiler, acık allar, nohutiler, havai maviler, cam gobekleri ile boşaltır ve doldurursunuz.
-Salah Birsel-
Sayfa Sayısı : 125
Baskı Yılı : 1996