İnsan Nedir ki gerek bicim, gerek getirdiği duşunsel boyut acısından alışılmamış bir yapıt. Cağdaş yazında duzyazı anlatı turunun ulaştığı son aşamayı ornekliyor. Ancak Max Frisch'in bu anlatısını değerli kılan, yalnızca ondaki avangard bicim oğeleri değil kuşkusuz. Metin icinde yer alan bilimsel montaj kalıplarındaki nesnel uzmanlık dilinin yanı sıra, yazarın yer yer bir rapor dilini anımsatan mesafeli anlatımına karışılk, İnsan Nedir ki'nin icerdiği son derece guclu lirik boyut, insana lik bakışta şaşırtıcı gelmekte.
Max Frisch ozgun adı Der Mensch erscheint im Holozan" (İnsan Holozan Doneminde Ortaya Cıkar) olan, ancak Turkceye, Prof. Dr. Aytac'ın cok yerinde bir yorumuyla İnsan Nedir ki... başlığıyla cevrilen bu romanında, insanın evrendeki yerini, cağdaş duşunce adamının tedirgin bilinci icinde irdeliyor. Yaşam ve olum, varlık ve yokluk sorunsalını, insandoğa ilişkisi duzleminde, sıradan olduğu olcude evrensel olan Herr Geiser tîplemesiyle ele alıyor. Son derece yalın ve hemen hemen olaysız gecen anlatının temel kişisi Herr Geiser, 74 yaşında dul bir emekli. Basel'den gelip İtalyan Alplerinde kucuk bir koye yerleşmiş, 14 yıldan beri mutlak bir yalnızlık icinde yaşantısını surduruyor. Olayın buyuk bir kısmı Herr Geiser'in vadideki evinde gecerken kucuk bir bolumu ormanda yaptığı gezintiye ayrılmış. Anlatının ana teması, yalnız bir insanın yağmur, sis, gok gurultusu ve dolunun ardından gelebilecek bir toprak kayması korkusuna dayanıyor. Herr Geiser'in beyni ile yer kabuğunun uğradığı değişiklik birbirine benzer bicimde ortaya cıkarken, bu iki oluşum, icine aldıkları zaman sureci acısından buyuk bir farklılık gosteriyor.