• 17-07-2022, 22:04:18
    #1


    Hz. Muhammed (sav) ilahi vahyi insanlara ulaştırmak uzere gorevlendirildiğinde, en yakın akrabalarından başlayarak bu gorevi yerine getirdi. Bu surecte ona iman edenler olduğu gibi onu reddeden ve onunla alay edenler de oldu. Butun bunlara rağmen Allah Resulu yolundan donmeyerek buyuk bir sabır ve cesaret orneği sergiledi. Fakat ikinci grup, Mekke icindeki gucunu ve nufuzunu kullanarak Hz. Peygamber’i ve ona inananları yollarından dondurmek icin ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Baskı ve tehditlerin her gecen gun artması ve artık Muslumanların Mekke’de can guvenliğinin tehlikeye girmiş olması Allah Resulunu yeni yurt arayışlarına sevk etti. Yapılan goruşmeler neticesinde hicret yurdu olarak secilen Medine’de İslam devletinin temelleri atıldı. O, Medine’de sadece bir devlet başkanı olarak değil, aynı zamanda toplumu sosyal değişimlerin yaşanabilmesi icin gerekli olan sureden daha da kısa bir zaman diliminde, ornek bir toplum haline donuşturen bir lider konumunda bulunuyordu. Elbette, bu mukemmel değişim ve donuşumun en onemli dinamiklerinden biri de, Allah Resulunun askeri ve siyasi başarısıydı. Bu başarının altında ise; Hz. Peygamber’in emrindeki potansiyel insan gucunu en verimli şekilde değerlendirmesi yatmaktaydı.
    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.