Sol Yayınları, 3. Basım (Duzeltilmiş ceviri), 2002
"Din-dışı eleştirinin temeli şoyledir: insanı yapan din değil, dini yapan insandır. Gercekte, din, henuz kendi duzeyine erişmemiş ya da daha once kendini yitirmiş olan insanın oz-bilinci ve oz-duyumudur. Ama insan, dunyanın dışında
herhangi bir yere cekilmiş soyut bir varlık değildir. İnsan, insanın dunyasıdır, devlettir, toplumdur. Bu devlet, bu toplum, tersine cevrilmiş dunya-bilinci olan dini yaratırlar, cunku onların kendileri tersine cevrilmiş bir dunyadır. Din bu
dunyanın genel teorisi, onun ansiklopedik ozeti, halkın duzeyine indirgenmiş mantığı, onun manevi point d'honneur'u [onur meselesi], coşkunluğu, ahlaki bakımdan onaylanması, torensel butunleyicisi, avuncu ve aklanmasının evrensel temelidir. Din, insani ozun duşsel gercekleşmesidir, cunku insani oz asıl gercekliğe sahip değildir. Dolayısıyla dine karşı savaşım vermek, tinsel kokusu din olan dunyaya karşı, dolaylı olarak, savaşım vermektir.
"Dinsel aclık, bir yandan gercek aclığın dışavurumu, bir yandan da gercek aclığa karşı protestodur. Yaratığı bunaltan icli bir ezgi olan din, tinin dışlandığı toplumsal koşulların tini, kalbi olmayan bir dunyanın ruhudur. O, halkların afyonudur. (Sie ist das Opium des Volks.)
"Dini, halkın bu aldatıcı mutluluğunu ortadan kaldırmak, halkın gercek mutluluğunu istemektir. Onun, durumu konusunda yanılsamalardan vazgecmesini istemek, onun yanılsamaları gereksinen bir durumdan vazgecmesini istemektir.
"Oyleyse, dinin eleştirisi, tohum olarak, halesi din olan bu gozyaşları vadisinin eleştirisidir." (Marx, 1844, Kitap'tan, s. 34-35)