barış falay boyu barış falay boy
kerpeten ali, barış falay roportajı, eşi ve hayatı hakkında şok acıklamalar burada arkadaşlar.





Kerpeten Ali olarak tanıdığımız Barış Falay'dan şok acıklamaları sizler icin paylaşıyoruz Melek'ler!


“Ezel” dizisinin Kerpeten Ali’si Barış Falay, “Laf Aramızda” programında gazeteci Bilal Ozcan’ın sorularını yanıtladı. İşte yarın ekrana gelecek o programdan Falay’ın en dikkat ceken acıklamaları...

“Ezel” dizisinde kotu karakteri oynuyorsunuz ama ne sizinle ne de canlandırdığınız karakterle ilgili kotu bir eleştiri var...
- İşimi olabildiğince disiplinli yapıyorum. Bana gelen projeler arasından yapabileceklerime atlıyorum. Bu konuda uyanıklık yapıyorum. Biz en temelde bir hikÂye anlatıyoruz ve o hikÂyeyi iyi anlatmak lazım, ben onu yapıyorum. İşimi yapınca da doğal olarak hakkımda kotu bir soz olamıyor.

Hakkınızda olumsuz bir eleştirileri yapılsa nasıl karşılarsınız?
- Egosantrik bir iş yapıyoruz. Aleyhte eleştiri sevmiyorum. İşimiz konusunda “Ben iyiyim” demezsek, farkındalık olmaz. Kotu eleştiriyi hicbir oyuncu sevmez.

“Aliye” dizisinde de kotu adamı oynamıştınız. Bu roller uzerinize yapışmaz mı? Bundan sonra yine boyle bir rol gelmesinden cekinmiyor musunuz?
- Yapışmaz, ben bitirim bir sokak adamını oynuyorum. Oynadığım her rolde farklı bir karakter yaratacağıma inanmasaydım, oynamazdım.

TANINMAMAK İCİN ŞAPKA TAKIYORUM

Silahla aranız nasıl?
- Silahla aram hic yok. En fazla lunaparkta havalı tufek atmışımdır. Şiddet, dunyamızda var. Şiddeti eleştirmek cok doğal değil. Tek tek insanlar suclanamaz.

Trafikte insanlar sinirleniyor, maclarda havaya ateş ediyorlar. Siz boyle bir durumla karşılaşsanız ne yaparsınız?
- Cocuğum olmadan once daha korkusuzdum. Şimdilerde kavgaya falan karışmıyorum, dikkat ediyorum.

Kalabalık yerlerde ilgi sizi rahatsız ediyor mu?
- Turkiye’de sanatcı olmak, ABD’ye, Avrupa’ya gore zor. Cunku bizim halkımız sevdiği oyuncuyla surekli fotoğraf cektirmek istiyor. Ben fotoğraf cektirmeyi pek sevmiyorum. Ancak yine de ilgi gormek beni cok onore ediyor.

Sokakta tanınmamak icin uyguladığınız yontemler var mı?
- Zaman zaman şapka, gozluk kullanırım. Eşim bazen “Eve gelirken markete uğra, şunları al” diyor. Ben de yorgunum, bir an once alışveriş yapıp eve donmek istiyorum ama markettekiler fotoğraf cektirmek isteyince olmuyor. O yuzden tanınmamak icin gozluk, şapka falan kullanıyorum.

ESRA BENİ COK SURUNDURDU

Eşinizin peşinden cok koştunuz mu?
- Eşim Esra Ronabar ile 11 Şubat 2004’te, “Azizname” isimli eseri Kenterler Tiyatrosu’nda oynarken tanıştım. Onu gorur gormez beğendim, “Evleneceğim kadın bu” dedim. Kadınlar cok kolay yaratıklar değil, hayat boyu insanı surundurmeyi severler. Esra da beni cok surundurdu. Sabır dedim. Esra’da cok sabırlıydım. “Bekleyeceğim” dedim. Birini seviyorsunuz ve bekliyorsunuz, sizce bu surunmek değil de nedir? Cok sabrettim.

Oğlunuzun doğumunu izlemişsiniz. Doğuma girmek, o anı gormek nasıl bir etki yapıyor?
- Acz hissediyorsunuz. Heyecan verici muthiş bir duygu bu. Biz bebeği taşıyamıyoruz, anne taşıyor, bari o duyguyu paylaşalım dedim. Doğumda bulundum. Esra’yı “Bebeği ilk ben gordum” diye kızdırıyorum. Bebeği ilk gorduğum an ağladım. Tarif edilmez bir duygu babalık...

Evde de dizideki gibi bitirim misiniz?
- Hayatta evde bize bitirimlik yaptırmazlar. Hanıma bitirimlik sokmez. Evde iyi bir eşim.

OLDUĞUMU DUŞUNMUŞLER

Sekiz aylık doğduğunuz doğru mu?
- Doğru... Zor bir doğumla dunyaya gelmişim. Annemin karnındayken bir ara nabzım duyulmamış. Once oldu diye duşunmuşler. Enteresan bir doğum olmuş. Artık dunya icin şans mı, şansızlık mı dersiniz...