• 17-07-2022, 18:00:14
    #1



    Maximilien Robespierre (1758-1794), kimilerine gore dunyayı altust eden ve etkilerini gunumuzde bile hissettiren 1789 Fransız Devrimi’nin haşin ama haklı devrimcisi, kimilerine gore kana susamış bir katil ve diktatordur. Elinizdeki biyografiye goreyse sarsılmaz adalet duygusu, etkileyici hitabeti ve celik iradesi sayesinde, şiddetle yıkan ve şiddetle kuran Fransız Devrimi icinde kendine yer bulmuş bir taşra avukatıdır.
    1789’un devrimcileri, butun o calkantılı yıllar icinde halk egemenliği, anayasal devlet, yasal ve dini eşitlik, sınıf ayrıcalıklarına ve derebeyliğe son verilmesi gibi cok onemli vaatlerini korumayı başarmış, 1793 yılında dış duşmanlara karşı kazandıkları askeri zaferlerle devrimi ve yeni cumhuriyeti muzaffer kılmışlardır. Ancak bircok arkadaşının aksine, duzeni sağlamak icin ilkelerinden odun vermeye razı olmayan Robespierre acısından bu başarının insani maliyeti ağır olmuştur: hasta duşmuş, tukenmiş, mantığını yitirmiştir. Nitekim en cok alıntılanan konuşmasını, yoldaşlarını devrime tehdit olarak gormeye başladığı bu donemde yapmıştır: “Barış zamanında halk yonetiminin ana kaynağı erdemse de, devrim sırasında bu hem erdem, hem terordur: Erdem olmadan teror oldurucudur, teror olmadan erdem gucsuzdur. Teror hızlı, sert, katı bir adaletten başka bir şey değildir.”


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.