Makarenko'nun, yaşamının turlu alanlarına yonelik bakış acısını, duyuş ve kavrayışlarını, eğitbilimciliğini belirleyen ve belki de eğitbilimdeki ustalığını anlamamızı kolaylaştıracak olan insansal boyutunun kucuk ayrıntılarını, kendi kalemiyle birlikte, eşi, oğrencileri, dostları ve cok sevdiği buyuk yazar Maksim Gorki'nin, ayrıca Sovyet eğitbilimci arkadaşlarından: Valantin Kumarin, Lavr Stephancenko, Galina Makarenko, Nikolay Fere, Semyon Kalabalin, Viktor Pink, Korney Cukovski'nin konuya ilişkin anı ve değerlendirmeleriyle birlikte sunuyoruz.
Arka planda, Devrim kasırgasının, eskiden kalan her şeyi silip supurerek onune kattığı insanlarda yarattığı inanılmaz değişim, Devrim'in yakıcı soluğunda gercekleştirilen Gorki Kolonisi ve Djerzinski Komunu'nun eşsiz deneyimi, ve okurken Makarenko'ya "bu benim trajedimdi aslında..." dedirten, eski suclu, yeni Sovyet yurttaşı yuzlerce gencin "yalın bir cocuk acısıyla dolu" yaşamoykusu ornekleri var. Bir yandan Devrim'e duyduğu katıksız inanc ve bağlılık, ote yandan calışma tarzına karşı cıkan "resmi", kuramsal eğitbilimcilere karşı yaşamın icerisinden cekip cıkardığı, canlı, devingen, her an değişen ve birbirini aşan yontemlerle ve bu yontemleri genelleştirmek uzere "yazı makinasının odasından taşan tıkırtılarıyla" verdiği yanıt, koşullar ne olursa olsun, yolu mucadeleden gecenler icin guncelliğini hal koruyor.
Arka planda, Devrim kasırgasının, eskiden kalan her şeyi silip supurerek onune kattığı insanlarda yarattığı inanılmaz değişim, Devrim'in yakıcı soluğunda gercekleştirilen Gorki Kolonisi ve Djerzinski Komunu'nun eşsiz deneyimi, ve okurken Makarenko'ya "bu benim trajedimdi aslında..." dedirten, eski suclu, yeni Sovyet yurttaşı yuzlerce gencin "yalın bir cocuk acısıyla dolu" yaşamoykusu ornekleri var. Bir yandan Devrim'e duyduğu katıksız inanc ve bağlılık, ote yandan calışma tarzına karşı cıkan "resmi", kuramsal eğitbilimcilere karşı yaşamın icerisinden cekip cıkardığı, canlı, devingen, her an değişen ve birbirini aşan yontemlerle ve bu yontemleri genelleştirmek uzere "yazı makinasının odasından taşan tıkırtılarıyla" verdiği yanıt, koşullar ne olursa olsun, yolu mucadeleden gecenler icin guncelliğini hal koruyor.
?bu trajedide en cok acı, benim payıma duşuyordu belki de. sekiz yıl suresince cukura atılmış olan bu cocukların yalnızca goze gorunen dile gelen acılarıyla değil, ahlak bozukluklarıyla da ilgilenmek durumundaydım. onlara yalnızca acımakla, hak vermekle, onlara yandaş olmakla kalmamalıydım, bununla yetinmeye hakkım yoktu. onları kurtarmak icin kesin tavırlı, katı ve guclu olmak zorundaydım. bunu daha baştan anlamıştım. onlar, kendilerine karşı nasıl filozofca davranıyorlarsa ben de onların sorunları karşısında oyle filozofca davranmalıydım.
bu benim trajedimdi. ve bu notları okurken cok daha derinden, cok daha ağır bir bicimde duydum. bu hepimizin trajedisi olsa gerektir. ve bundan kacınmaya, sakınmaya, acıkcası yan cizmeye hakkımız yoktur. bu cocukları sevindirmek yolunda tatlı istekler duyan, yalnızca acıma duygularıyla gozlerini sulandırmak zahmetine katlananlar yapaylıklarını bu cok anlamlı olan, ancak ikiyuzlulukleri nedeniyle, bu sulu gozlu kişiler tarafından beş para etmez birer cocuk hıckırığı sayılan derin acılarla ortmekten başka bir şey yapmıyorlar demektir ."
Makarenko-Eğitimbilimsel Goruşler-Yaşamoykusu-Anı Ve Notları-Cev-Şule Unsaldi-1997-145s