"Milleti cılgın kuşlara cevirdiler, kahrolasıcalar, cılgın kuşlara." Klio hanım icin kahrolasıcalar dediği bir yanda Kayzer, obur yanda kendi gelini o Fransız kızıydı. Cunku Kayzer savaşı başlatmış, kendi gelini ise o yıllarda Anula'nın Rusya'da bulunmasına, savaş ve ayaklanma yuzunden orada hapis kalmasına, İstanbul'daki evine donmeyi başarıncaya kadar anasından emdiği sutun burnundan gelmesine sebep olmuştu. Ve şimdi donmuştu ama evi darmadağın, ninesi olmuş, dayısının yazıhanesi kapanmış ve İstanbul Rus multecileriyle dolmuş olduğuna gore ne yapsındı? Felaket. Ne yesinler? İş desen, nerde?... İki oğlu var, ikisi de yurtdışında, Yohannesburg'da. 1914'de onları Turk ordusundan kacırmıştı ve şimdi nah Guney Afrika'dan mektuplarını almış ve onların yanına gitmeye hazırlanıyordu. Cılgın kuşlara cevirmişlerdi insanları; birisi dunyanın bir ucundaydı, oteki obur ucunda. Eskiden millet boyle darmadağın olmazdı. Sonracıma, savaşlar şehirlerin icinde değil, dağlarda, ovalarda olurdu...... "Evet bre. O zamanlar savaşlar, ordular nerede karşılaşırsa orada olurdu. Gokyuzunden milletin tepesine bomba atmazlardı. Milleti boyle kolay kolay evsiz bırakmazlardı."


Sayfa Sayısı : 111

Baskı Yılı : 1995




Link dedo11 tarafından yenilenmiştir. Teşekkurler
Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.