• 17-07-2022, 17:22:05
    #1

    Zaman zaman Galatasaray Lisesi'nin karşı kaldırımına gecer, altmış kusur yıl evvel (ay ne cok zaman akmış) Konservatuvar sınavına girmek icin gelen, ciceği burnunda, liseyi yeni bitirmiş genc kızı gormek isterim. Ne fena, hicbir anımı yakalayamadım. Ne giymişti? Nasıl yuruyordu? Bir tek, elindeki cantayı hatırlıyorum, bordo renkte yani vişne curuğune benzer, dikdortgen kitap biciminde sapsız bir canta. Sınavda kullanmak istemiştim, belki de o yuzden hatırlıyorum. Erenkoy Kız Lisesi'ni cok iyi bir derece ile bitirmiştim de babama sevinerek karnemi verdiğimzaman, butun notları, teker teker ustunde durarak okuduktan sonra; "Sizden beklenen de buydu" deyip alnımdan opmuştu. İşte o kadar! Cunku bizim esas gorevimiz calışmak, oğrenmekti. İyi not almanın maddi karşılığı olmadığı gibi, şımarık bir duzeysizlik henuz ortalarda yoktu. Onun icin o yılların nesli cok ama cok iyi yetişti. Ataturkcu, vatansever, insansever, durust, namuslu, haysiyetine duşkun, değerli bir kuşak. Butun omrumde haysiyet ve gururum onden gitti; para, madde hep arkadan geldi. Bu yaşlara erişmiş Maddeye baktığım zaman, yaşamın dilimleri icinde bunlar ovunulecek noktalar diye duşunurum. Alıntıdır, Duzenleme bana ait

    Birinci Basım
    Kasım 2000

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.