• 17-07-2022, 17:16:56
    #1

    "Ne zaman o 1979 Ocak sabahını hatırlasam, aynı derin acı gelir, yureğime saplanır. Aylardan beri ateş ve kan icinde yaşayan başkentimiz sanki aniden soluğunu tutmuş gibiydi, insanın icini daraltan bir sessizlik cokmuştu Tahran'ın uzerine. O 16 Ocak gunu ulkemizden ayrılıyorduk..."
    Farah Pehlevi

    16 Ocak 1979. İran icin donum noktasıdır bu tarih. Ayetullah Humeyni onderliğinde gercekleştirilen İslam Devrimi, asırlara dayanan şahlık rejimini devirerek İslam Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Mollalar ve toprak ağalarının yanı sıra ozgurluk yanlısı genclerin de desteğini alan kokten dinciler, eski rejimin kalıntılarını bir bir temizlemekle meşguldurler. İşe şahlık yanlısı generallerin ve hukumet yetkililerinin idam edilmesiyle başlanır. Ofke ve hiddet hÂkimdir ulkeye.

    Saltanat artık yerini surgune bırakmıştır. İran'ın son Şahı Muhammet Rıza ve karısı, ayaklanmaların baş gostermesiyle birlikte ulkeyi terk etmiş, bir yandan tehditlerle boğuşurken, bir yandan da kendilerini kabul edecek bir ulke aramaya başlamışlardır. Ustelik Şah kanserdir.

    Farah Pehlevi bugun hÂl surgun. Kocasını yaklaşık yirmi beş yıl once kaybeden Pehlevi, cocuklarıyla birlikte Amerika'da yaşıyor. 65. yaş gununde yayımladığı Anılar adlı kitabında, peri masalı gibi başlayarak giderek kÂbusa donuşen yaşamını anlatıyor; Cocukluk yıllarını, evliliğini, İran'daki toplumsal ve siyasal değişimi, surgun hayatını, uluslararası cıkarların yeri geldiğinde insan hayatını nasıl hice saydığını, giderek kızışan Ortadoğu'daki gelişmeleri, otuz bir yaşında hayata veda eden kızı LeylÂ'yı ve tabii ki Şah'a ve ulkesine olan aşkını...

    Anılar sadece bir anı kitabı değil, İran'ın yakın donemine tanıklık eden tarihi bir belgedir.

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.