• 17-07-2022, 17:01:46
    #1


    Freud, ahlak tarafından kızgın demirle damgalanan libido?nun insan varlığının yıkılmaz bir parcasını oluşturduğunu kesinlikle acıkladı. Bu oğe hicbir zaman uzaklaştırılamaz, fakat bazı durumlarda, bilince gecişiyle faaliyetinin yararlı kılınması başarılabilir. Eski toplumsal torelerin bir baş tehlike saydığı bu bilinclenmeyi bir care olarak goren Freud, tam tersine, eski ahlakın iyilik sandığı ice tıkmayı gercek tehlike olarak ispatlıyor. Eski metodun kunk altında tuttuğu şeyi o, gun ışığına cıkarıp yaymak istiyor. Bilmezlikten gelme yerinene olduğunu anlama, sakınma yerine yanaşma; bakışlardan cevirme yerine derinleştirme istiyor. Ortme yerine cırılcıplak soyma! Yalnız icguduleri tanıyanlar onları disipline sokabilir; iblisleri ancak, ucurumlarından cekip cıkaran ve onlarla yuz yuze bakabilen uysallaştırabilir. Utanmanın estetikle ve filolojiyle ne kadar ilgisi varsa, tıbbın da ahlakla o kadar ilgisi vardır; onun onemli gorevi, insanın en gizli sırlarını sessizlik icine indirmek değildir, onları konuşmaya zorlamaktır. Yuzyılın utanma yapmacığı icin en kucuk bir olculu davranma olmaksızın Freud, ice tıkma ve bilincsizliğin bu sorunlarını cağın tam ortasına atıyor. Bilimin saklı tutmak istediği temel uzlaşmazlığı onun icindeki gizlilikten ayırarak, yalnız sayısız bireylerin değil, ahlakca hasta butun bir cağın da tedavisine girişiyor. Freud?un bu devrimci yontemi, yalnız ruh anlayışımızı değiştirmekle kalmamış, şimdide ve gelecekteki kulturumuzun başlıca sorunlarına yeni bir doğrultu gostermiştir.
    -STEFAN ZWEIG ?

    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.