Harun Karadeniz'in en son kaleme aldığı yazıları, sağlık raporlarını, mahkeme kararlarını ve Karadeniz İcin yazılanları İceren bu kitap, eşi Hulya Karadeniz tarafından derlenerek, basıma hazırlanmıştır.
İdris Kucukomer'in onsozuyle
Kitapta uğur mumcu , azra erhat , vedat gunyol, altan oymen, hasan pulur , oktay akbal ,h.basri akgiray... harun karadeniz hakkındaki yazıları mevcut..
Kitaptan alıntı
?Kaldığımız oda iki bucuk metreye altı metre kadar var yok. Gece gunduz aynı odanın icindeyiz. Bazı geceler yirmi yedi yirmi sekiz kişi oluyoruz bu kadarcık yerde. Uzanacak bir yer değil, oturacak yer bulunamıyor? İşkenceye gidecek adam deposu gibi bizim bolum. Fakat insanın ustun yaratık olduğuna bir kere daha inanıyorum her gecen gun. İnsan kolay tukenmiyor. Şartlar ne olursa olsun insan guluyor ara sıra. Bir gun, bir gorevli odamızın kapısında belirdi. Şoyle durup etrafı suzdu. Odanın icinde cepecevre oturmuş ve duvara yaslanmışız. Kapının eşiğinde ayakta duran gorevli sırayla soru sormaya başladı:
?Sen hangi okuldasın??
?Hukuk Fakultesi?
?Sucun ne senin??
?Sucum filan yok.?
?Vardır vardır? De bakalım hele sucun ne??
?Bilmiyorum?
?Bilirsin bilirsin.?
Kısa bir sessizlik. Soruya cevap verilmedi.
?Soyle bakalım, sen hangi okuldansın??
?Teknik Universite.?
?Senin sucun ne??
?Bilmiyorum.?
?Bilirsin, bilirsin.? Başka birine donerek:
?Sen hangi okuldasın? Sende mi sucunu bilmiyorsun??
?Capa Oğretmen Okulundanım. Sucum filan yok.?
BENİM OKUMA YAZMAM YOK
Kapıda duran gorevli, herkese once hangi okuldan olduğunu sonra da sucunun ne olduğunu soruyordu. Bugun gibi hatırlıyorum. Yedinci kişiye aynı soruyu sordu:
?Sen hangi okuldasın?? Tanımadığımız bu genc cevap verdi:
?Ben okuldan değilim??
?Okulu mu bıraktın? Yoksa seni okuldan attılar mı??
Yirmi beş yaşlarındaki esmer delikanlı ezile buzule cevap verdi:
?Benim okumam yazmam yok.?
?Okuman yazman yok da burada ne işin var??
Gorevli bu sozleri biraz da kızgın bir ses tonuyla soylemişti.
Odada ağır bir sesizlik oldu. Gorevli kırdığı potu kavrar gibi oldu, başka soru falan aradı bulamadı ve donup gitti.
?Okuman yazman yok da burada ne işin var?? sorusunu oyle bir ses tonuyla sormuştu ki, sanki cumlenin sonu şoyleydi: ??Okuman yazman yoksa sen yanlış gelmişsin. Biz, okur yazarları topluyoruz.?
Gorevli kapıdan kaybolur kaybolmaz odayı bir gulmedir aldı. Ne zaman bu olayı hatırlasam: ?12 mart donemini en iyi anlatan olay? derim icimden.
Gecenin ilerlemiş bir saati. Odamızın icinde ayak basacak yer kalmadığı icin, birazımızın odanın onundeki koridorda kalıyoruz. Koridorun cıkış bolumu nobetci dolu. Nobetciler akşam sekizde alıyorlar nobeti, sabah sekize kadar. Sabah sekizde alanlar ise, akşam sekize kadar nobet tutuyorlar. Onlarınki de sıkıcı bir iş olmalı ki ara sıra gozaltındakilerle konuşmak ihtiyacını duyuyorlar. Yine boyle bir konuşma var.
Ara sıra kesilen, ara sıra devam eden bir konuşma. Derken memurlardan beni tanıyan biri, bana donerek:
?Sen muhendis adamsın, ne karışırsın bunlara da gelirsin buralara?? dedi. Ben, biraz durdum ne demeli diye duşundum, o usteledi:
?Doğru durust calışsan olmaz mı??. Ben, fazla duşunmeden:
?Olmaz?, dedim.
?Olmaz ha?. Yanındakilere donerek: ?Goruyor musunuz olmazmış. Olmazsa gelirsin işte buraya.?
KAC CEŞİT HİLE O?RENDİK
Ben, caresiz konuştum:
?Demem o ki, namuslu muhendislik yapmaya imkan yok.?
?Neden yokmuş? Sizin niyetiniz bozuk.?
?Bak anlatayım? dedim. Dedim ama, ne anlatacağımı hemen kestiremedim. Sonra başımdan gecen, daha doğrusu tanığı olduğum bir olayı anlatmaya başladım.
?Bir gun stajyer olarak calıştığım bir su getirme inşaatında neler oğrendim biliyor musun? Bir şehre su getirmek icin acılan bir hendekte kac turlu hile yapılabilir? Hani su borularının doşeneceği hendek. İnşaatı yapan muteahhit, kazdığı toprağın parasını alır. Bu para, toprağın miktarına ve cinsine gore azalır coğalır. Mesela hendek yumuşak toprakta acılmışsa parası başkadır, kayalık bir araziye acılmışsa başkadır. Hele kuskuluk topraksa para epey dolgundur. İşin kuralı bu. Fakat gel gor ki, hendeği esas derinliğinden az kazarlar, tam kazdık diye para alırlar. Hendeği dar acarlar, geniş acmış gibi para alırlar. Biraz kayalı ya da sertce toprağı kazarlar, kuskuluk toprak parası alırlar. Yumuşak toprağı makinayla kenara atıp, kuskuluk topraktı diye devletten alınan gereken paranın on mislini alanları bilirim. Boyle işlere goz yummayan muhendisi surerler. Yerine gelen daha fazlasını oder muteahhide. Bir hendek kazmada bu kadar hile oluyor, otesini sen duşun.
Şimdi diyelim ki, ben namuslu iş yapacağım, iş almak icin ihaleye girmem gerek. İhalede fiyatı fazla kırsam, zarar ederim. Az kırsam, iş bana kalmaz. Biliyorum ki diğerleri hile yapıyor, ona gore fiyat kırıyor. Ben, onlardan fazla kırarsam ya ben hile yapacağım, yahut birinci işte iflas edip batacağım.
Sozun kısası namuslu iş yapabilmek o kadar kolay değil. Bugunku iş adamlarımızın coğu boyle yukunu tutmuştur. Kimi toprak hafriyatından vurdu parayı, kimi demir ve cimentodan.?
Ben, sozumu burada bitirdim. Oyle dalmışız ki konuya, ben nerede olduğumu unutmuştum. Gorevliler bizim başımızda nobetci olduklarını unutmuşlar. Sanki bir kahvede dertleşen vatandaşlar oluvermişiz. Gecenin dordu mu nedir? Fakat biz dalmışız memleket konularına, zaman filan umurumuzda değil.
Benim sozum: ?Kimi toprak hafriyatından vurdu parayı, kimi demir ve cimentodan?, diye bitince, karşımdaki:
?Oyleyse once o herifleri temizlemek lazım? demesin mi? Ben de odadakileri gostererek:
?İşte bu arkadaşların hepsi boyle bir şeyler yapıyorlardı? deyiverdim. Hemen uyanıverdik, biz de, sohbet eden polis de. Yerimiz konumumuz başkaydı. Kısa bir sessizlik oldu. Peşinden diğer bir nobetci sert bir sesle:
?Yeter artık kesin bu konuşmayı?, dedi. İsteksiz başladığım konuşma orada bitti. ?