Turkiye'de son yedi yılda "teror sucu", iktidar bloğuna karşı her eylemi, her muhalif kimliği icine alacak şekilde genişletildi. Polis fezlekeleri adeta yasaların yerine gecerken; ozel yetkili mahkemeler, "duşman" ilan edilen kesimlere karşı kahredici bir mekanizma olarak kullanılıyor.
Coğulcu demokrasiyi, orgutlu toplumu, ozgur bireyi ve eleştirel aklı hedef alan "devlet teroru" eliyle, yasal hakları kullanmak bile teror sucu sayılıyor. Sonuc ortada: OYM'lerde yargılanan sekiz bini tutuklu yetmiş bin sanıkla Turkiye, 12 Eylul mahkemelerinin rekorunu bile geride bıraktı.
İsmail Saymaz, 30 ayrı dava dosyasını incelediği bu kitapta; annesiyle beraber cezaevinde volta atan iki yaşındaki Şana'nın, taş atan cocuk Berivan'ın, "parasız eğitim" pankartı acan Berna ve Ferhat'ın, oğlunu andığı icin yargılanan Ayşe Karakaya'nın, Kurt sanılıp linc edilen Balgun Ailesi'nin, katılmadığı cinayetten muebbet alan yazar Doğan Akhanlı'nın, İbrahim Tatlıses'i vurdurmakla suclanan avukatın, askeri casusluk orgutunun lideri denilen bir genc kadının ve daha onlarca "sozde terorist"in hikÂyesine ışık tutuyor.