Arif Dirlik - Kureselleşmenin Sonu mu
Ayrıntı, 2012, 278, İsmail Kovacı-Veysel Batmaz, İnceleme
Yaşadığımız dunyada eskiler sonlanırken yeniler başlamıyor...
Burada insanlığın kadim ikilemi cıkıyor karşımıza: Kaosun getirdiği
belirsizlikten doğan huzunlu umutsuzluk ve aldatıcı dinamizmden
kaynaklanan rahatsız edici Panglosyan kutlamalar.
Sorılanmakta olan modem ite değil, bu haliyle Avro-modernitedir,
yani global hedeflerini realize etmek isterken kendisini yadsıyacak
konuma gelen modernitenin iki yuzyıllık Avro-Amerikan egemen-
liğidir... Bir kavram olarak “global modernite”, ortaklıktaki farklılık
(veya farklılıktaki ortaklık) durumunu yakalamayı hedeflemiştir; bu
hedef, ulusal veya uluslararası duzeyde gundelik politikayı harekete
geciren zıtlıkları uretmekle kalmayıp, aynı zamanda bunları anlamak
icin gerekli kavramsal aygıtların aranması cabalarını da kapsamak-
tadır. Benim bu terimi kullanırken temel aldığım anlam, kapitalist
modernite tarafından bicimlenen bir dunyada yaşarken, kuresel
bir kapitalist ekonominin evrensel talepleri ve gerekleri ile buna
yonelik yerelleşmiş kulturel talepler arasındaki bircok yuzleşmede,
esas belirleyici olan ve yeniden işleme uğrayan modernitenin ken-
disi olduğudur. Modernitenin parcalara ayrılışı modernitenin sonu
olarak algılanabilir; tarihselleştirilmesi icin de bir fırsat sunabilir,
şu anda hangi konumda olduğunu tanımamıza yardımcı da olabilir
ve bugunku uygun bir noktadan gecmişe ışık tutar.
Dunyanın en onemli Cin uzmanlarından, “global modernite” kavra-
mının mucidi Arif Dirlik, bircok eserle taclanan uzun yılların bilgi
ve deneyimleri ışığında kureselleşmenin modernite ile ilişkisini,
kurumlarını, uygarlıklarını, yerlerini sorguluyor ve sonlanmayacak
sanılan kureselleşmenin bitişini anlatıyor.