2003… Sedat Bucak’ın beraatını isteyen Savcı, “Abdullah Catlı ile bir toplantıda tanışmış, etrafında cok sayıda devlet adamı olduğu icin kendisinden şuphelenmemiş, Catlı'yı devlet mensubu olarak bilmiştir’’ diyordu.
İşte boyle bir donemden gecti Turkiye; kim devlet gorevlisi, kim kanun kacağı, kim suclu, kim masum, kim katil, kim mağdur bilinmez bir donemdi bu.
2011… İstanbul Kazlıceşme’de Nevroz kutlanıyor. Kutlamalarda halay ceken binlerce kişi arasında bir Susurluk sanığı da var. Nevroz kutlamalarına, kendi ifadesiyle "katil" olarak katılan Ayhan Carkın, “PKK yaptı” denilen pek cok katliamın provokasyon amacıyla kendileri tarafından yapıldığını da itiraf etmişti. İşte, "ozel savaş”ın ruh hallerinden biri…
Şimdi, guya o karanlık yılları da iceren koca koca davalar ihdas edildi. Pek cok iddia ortalıkta ucuşuyor ama o gunlerin “Milli Guvenlik Kurulu” ve “devletin bilgisi” hÂl acığa cıkarılabilmiş değil. Haliyle “Faili Mechuller” de hÂl faili mechul.
Nahak yere bu kadar kan akmış ve bizler gormezden gelmişsek, “yuruyen oluler” toplumu olmamızdan da yakınamayız. Bu travmayı iyileştirmenin tek yolu ise, o donemi hakkını vererek araştırmak ve sorumlularından hesap sormaktır.
Hic rhodus hic salta!
Yayın Tarihi: 26.10.2011
ISBN: 9786054455775
Yayınevi: Destek
Sayfa Sayısı: 384
Aranabilir PDF + 3.15 MB
Mediafire